Çocuk savaşta da çocuktur. Erkenden büyür, olgunlaşır belki ama çocuktur. Kurşunların özelliğine değil, renklerine takılır gözü....... Unutur savaş olmadan bir hayat nasıldır unutur ve muzu soymadan yemeye çalışır. Bir tüfekle bütün savaşı kazanacağını düşünür. Oyuncak silahlarla düşmanı yenebileceğini sanır...... Fakat en küçük bir sesi bomba sanıp yere atar kendini. Titrer köşeye saklanır, bomba onu orada bulmaz diye inanır. Anlamaz düşman nedir, bir insan başka bir insanı nasıl öldürebilir, neden kimse yardım etmez, anlayamaz. Sonra zaman geçer. Dünyanın her yerinde öyle, bombalarla bir hayat olduğuna inanmaya başlar. Onu normal kabul eder ve isyan etmez.
Gene de sevmiştim sokakları. İnsan onları gezip dolaştıkça, yaşamın değişebilirliğine daha çok inanıyordu. Hatta, uzaktan uzağada olsa, öteki insanların varlığına yaslanıp kendi varlığını, yalnızlığını ve tekdüzeliğini yeniden kavrıyordu.