"Aman boş ver, rahat ol, hayat akıyor..." demekmiş anda kalarak, büyümek. Dışarıdaki savaşı ancak kalbindeki savaşları yendiğinde, önemsemeyi bırakacağını keşfetmekmiş büyümek...
Uyumadan evvel bir anımı anlatmak istiyorum. Bugün bana ders olan bir anı. Bu gün çalıştığım yere yeni bir danışman abi işe başladı. Dün ve bugün iki gündüz nöbete gelmiş. Sabah oturdum kahvaltımı yapacağım muhabbet etmek için can atıyor abi. Abi tamda hemşehrimmiş Ardahan Göleli. Göle için "Ardahan'ın başkenti" dedi güldü. Sonra
Bir kere de bana sen rahat ol ben halledeceğim denseydi keşke bir kere de benim sırtıma yastık konulsaydı en güzel köşe bana ayrılsaydı çok isterdim bunu.
- Dikkat et: Sözlerin ve yazıların kısa, açık ve mânâli olsun.
- Fikrî çalışmanın herkesin mizacına göre değişen verimli ve aziz saatleri vardır. Bunlar bâzı kimseler için sabahın erken saatleri, bâzıları için de öğleye doğru öğleden sonra, gece saatleridir. Kendini yokla ve senin aziz saatlerin hangileri ise, bunları hiç bir eğlenceye fedâ edip
Bir gün Necip Bey'i merkeze çağırdılar. Durumu ve düşündükleri son çareyi anlattıktan sonra:
- Dinlese dinlese, seni dinler? Bir vatan vazifesidir, teşebbüs et, dediler.
Necip Bey, Enver'in yalısına gideceği günün sabahı, evdekilere: Bugün çok ehemmiyetli bir vazife yapmağa gidiyorum, inşallah muvaffak olurum, dedi. Enver kendisini öğle yemeğine alıkoydu. Sofrada Necip Bey bahsi açtı, dili döndüğü kadar konuştu. Enver sonuna kadar dinledikten sonra:
- Vah Necip Bey vah, dedi, seni de zehirlemişler. Sen ki maneviyata inanırsın, bilmiş ol ki, ben Allah tarafından büyük Türk hakanlığını kurmaya vekilim. Git evinde rahat uyu!
Necip Bey eve döndüğü vakit, şöyle diyordu:
- Eğer bu adam Harbiye Nazırı, Başkumandan Vekili ve Yaver-i hazret-i şehriyarî olmasa, yeri doğrudan doğruya tımarhanedir.