Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Bir topluluk Allah’ı zikretmek için toplanıp da bununla O’nun rızasından başka bir şey murat etmezse, bir münâdi semadan onlara şöyle seslenir: Günahlarınız affedilmiş olarak kalkın, hiç şüphesiz günahlarınız iyiliğe çevrildi.”
Sayfa 413 - Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 19/437 (nr. 12453)
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Rabb’ini zikreden kimse ile zikretmeyen kimsenin hali diri ile ölünün hali gibidir.”
Sayfa 299 - Buhârî, Daavât, 66 (nr. 6407)
Reklam
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “İnsanoğlu, Allah Teâlâ’yı zikretmeden geçirdiği her vakit için kıyamet günü üzülecektir.”
Sayfa 304 - Beyhakî, Şuabü’l-İmân, 2/54-55 (nr. 508)
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Sizden geceyi ihya etmeye katlanamayan, cimrilik yapıp infakta bulunamayan ve korkup düşmana karşı savaşamayan kişi Allah Teâlâ’yı çokça zikretsin.”
Sayfa 302 - Beyhakî, Şuabü’l-İmân, 2/52 (nr. 505)
Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılalım
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Peygamberleri hatırlamak ibadettir. Salihleri hatırlamak günahlara kefârettir, ölümü hatırlamak sadakadır ve kabri hatırlamak sizi cennete yaklaştırır.”
Sayfa 266 - Süyûti, el-Câmiu’s-Sagîr, s. 564 (nr. 4331)
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz, beni anne babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (kâmil manada) iman etmiş olmaz.”
Sayfa 262 - Buhârî, İmân, 8 (nr. 14)
Reklam
“Şeyhimin nazarı, himmeti yeterlidir” dememelidir. Çünkü bu, tarikatı bilmemektir. Bazı sahabiler Resûlullah’a [sallallahu aleyhi vesellem], “Cennette seninle beraber olmak istiyorum” dediğinde Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Çokça namaz kılarak bana yardımcı ol.” Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] sahabenin yalnızca peygambere güvenmeyip amel etmesini gerektiğini vurgulamıştır. Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmuştur: “Ameliyle geri kalan kimse nesebi ile ilerleyemez.”
Sayfa 223 - Müslim, Salât, 43 (nr. 489) & Müslim, Zikir, 11 (nr. 2699)
Ebû Hüreyre'den [radıyallahu anh] rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Oruç, (günahlara ve cehenneme karşı) bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu gün kötü söz söylemesin ve kimseye karşı cahilce davranmasın. Şayet biri kendisine çatar veya söverse, iki defa, 'Ben oruçluyum' desin.” Ben derim ki: Bazılarına göre, oruçlu (ben oruçluyum) sözünü dili ile söyler ve bunu çirkin söz söyleyen adama duyurur. Umulur ki adam da kötü davranışından döner. Bazılarına göre ise, oruçlu bu sözü kalbi ile söyler, böylece çekişmeden sakınmış olur ve orucunu kötü şeylerden muhafaza etmiş olur. Fakat birinci görüş daha kuvvetlidir. Doğrusunu ALLAH bilir.
Muhakkak ki yaratılış, fıtrat, İslâm üzerinedir. Kabiliyet ve yetenekler ise ilim içindir. Kezâ dinî ve dünyevî diğer bütün saadetlerin ve bunların çocuklardan yok olmasının sebebi anne babalardır. Zira Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: "Her doğan çocuk muhakkak (İslâm) fıtratı üzere doğar. Sonra anne babası onu yahudi veya Nasrânî yahut Mecûsî yapar.” Ayrıca her doğan, ilim için istidatlı ve kabiliyetli doğar. Ancak anne babası onun cahil olmasına sebep olur.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ’nın benimle gönderdiği hidayet ve ilim, yeryüzüne yağan bol bir yağmura benzer. Yeryüzündeki toprağın bir kısmı, suyu içine çekerek birçok ot ve yeşillik bitirir. Bazı topraklar vardır ki suyu içine çekmeden göl gibi suyu tutar ve toplar. Allah Teâlâ ondan insanları faydalandırır; kendileri içerler, hayvanlarını sularlar ve onu ziraatta kullanırlar. Bazı topraklar da vardır ki kaygandır; ne suyu içine çekip yeşillik bitirir, ne de onu tutarak kullanıma hazır hale getirir. İşte, Allah’ın dininde derin anlayış ve ilim sahibi olan, Allah Teâlâ’nın benimle gönderdiği ilimden faydalanan, ilmi bilen ve öğreten kimse, temiz, verimli toprak gibidir. Bu birinci gibi âlim ve âmil olmayıp sadece bildiğini aktaran kimse ise suyu tutup kullanıma hazır bulunduran toprak gibidir. Allah Teâlâ’nın benimle gönderdiği hidayeti kabul etmeyen kişi ise yağan bolca yağmurdan hiçbir fayda görmeyen kaygan toprak gibidir.”
Buhârî, İlim, 20. / ra'd suresi 17. ve 18. ayetlerin tefsirindenKitabı okudu
499 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.