Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz, beni anne babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (kâmil manada) iman etmiş olmaz.”
Sayfa 262 - Buhârî, İmân, 8 (nr. 14)
“Şeyhimin nazarı, himmeti yeterlidir” dememelidir. Çünkü bu, tarikatı bilmemektir. Bazı sahabiler Resûlullah’a [sallallahu aleyhi vesellem], “Cennette seninle beraber olmak istiyorum” dediğinde Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Çokça namaz kılarak bana yardımcı ol.” Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] sahabenin yalnızca peygambere güvenmeyip amel etmesini gerektiğini vurgulamıştır. Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmuştur: “Ameliyle geri kalan kimse nesebi ile ilerleyemez.”
Sayfa 223 - Müslim, Salât, 43 (nr. 489) & Müslim, Zikir, 11 (nr. 2699)
Reklam
Ebû Hüreyre'den [radıyallahu anh] rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Oruç, (günahlara ve cehenneme karşı) bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu gün kötü söz söylemesin ve kimseye karşı cahilce davranmasın. Şayet biri kendisine çatar veya söverse, iki defa, 'Ben oruçluyum' desin.” Ben derim ki: Bazılarına göre, oruçlu (ben oruçluyum) sözünü dili ile söyler ve bunu çirkin söz söyleyen adama duyurur. Umulur ki adam da kötü davranışından döner. Bazılarına göre ise, oruçlu bu sözü kalbi ile söyler, böylece çekişmeden sakınmış olur ve orucunu kötü şeylerden muhafaza etmiş olur. Fakat birinci görüş daha kuvvetlidir. Doğrusunu ALLAH bilir.
Muhakkak ki yaratılış, fıtrat, İslâm üzerinedir. Kabiliyet ve yetenekler ise ilim içindir. Kezâ dinî ve dünyevî diğer bütün saadetlerin ve bunların çocuklardan yok olmasının sebebi anne babalardır. Zira Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: "Her doğan çocuk muhakkak (İslâm) fıtratı üzere doğar. Sonra anne babası onu yahudi veya Nasrânî yahut Mecûsî yapar.” Ayrıca her doğan, ilim için istidatlı ve kabiliyetli doğar. Ancak anne babası onun cahil olmasına sebep olur.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ’nın benimle gönderdiği hidayet ve ilim, yeryüzüne yağan bol bir yağmura benzer. Yeryüzündeki toprağın bir kısmı, suyu içine çekerek birçok ot ve yeşillik bitirir. Bazı topraklar vardır ki suyu içine çekmeden göl gibi suyu tutar ve toplar. Allah Teâlâ ondan insanları faydalandırır; kendileri içerler, hayvanlarını sularlar ve onu ziraatta kullanırlar. Bazı topraklar da vardır ki kaygandır; ne suyu içine çekip yeşillik bitirir, ne de onu tutarak kullanıma hazır hale getirir. İşte, Allah’ın dininde derin anlayış ve ilim sahibi olan, Allah Teâlâ’nın benimle gönderdiği ilimden faydalanan, ilmi bilen ve öğreten kimse, temiz, verimli toprak gibidir. Bu birinci gibi âlim ve âmil olmayıp sadece bildiğini aktaran kimse ise suyu tutup kullanıma hazır bulunduran toprak gibidir. Allah Teâlâ’nın benimle gönderdiği hidayeti kabul etmeyen kişi ise yağan bolca yağmurdan hiçbir fayda görmeyen kaygan toprak gibidir.”
Buhârî, İlim, 20. / ra'd suresi 17. ve 18. ayetlerin tefsirindenKitabı okudu
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Ümmetimden kim bana selâm ederse, Allah bana ruhumu iade eder hatta ben onun selâmına karşılık veririm.”
Sayfa 116 - Ebû Davud, Menâsik, 99 (nr 2041)
Reklam
Ramazana Doğru “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç, takvayı elde edesiniz diye size de farz kılındı” (Bakara 2/183) âyetinin “takvayı elde edesiniz diye” şeklinde biten son kısmı, orucun gayesini bildirmektedir. Takva, Allah’a ve O’nun buyruklarına karşı kalpteki derin hassasiyettir. Takva sahibi olmak, Kur’an’ın hidayetinden faydalanabilmenin de şartıdır. Allah Teâlâ, “İçinde hiçbir şüphenin bulunmadığı bu kitap, takva sahiplerini hidayete ulaştırır” buyuruyor. Kur’an’ın hidayet nurlarından faydalanmak isteyen herkes, takvayı elde etmek zorundadır. Bir ramazan ayı daha geliyor ve Allah Teâlâ’nın insanda en çok sevdiği o hassasiyeti elde etmek için bir fırsat daha bizlere sunuluyor. Bize düşen O’nun merhametine sığınıp oruç görevini hakkıyla yerine getirerek takvaya ulaşmayı O’ndan istemek. Bire Elli Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] ashabına şöyle buyurmuştur: “Sizden sonra öyle günler gelecek ki (dinini koruma hususunda) sabırlı davranmak, ateş korunu tutmak gibi olacaktır. O günlerde amellerini yapan kimse, sizin ameliniz gibi amel eden elli kişinin mükâfatına ulaşır.” (Tirmizî; Ebû Davud).
Hz. Enes'in [radıyallâhu anh] rivayet ettiğine göre Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: "Benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunların da biri dışında hepsi cehenneme girecektir. "Sahâbe-i kirâm, “Yâ Resûlallah! Kurtuluşa eren bu fırka kimlerdir?" diye sordular. Buyurdular ki: "Onlar, benim ve ashabımın yolu üzere olanlardır."
Sayfa 25 - Tirmizî, İmân, 18
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “İlim, çalışarak elde edilir, hilme de kendini zorlayarak ulaşılır. Kim, (devamlı) hayrı ararsa, o, kendisine verilir. Kim şerden uzak durmaya çalışırsa ondan korunur.”
Sayfa 472 - Dârekutnî, el-İlel, 6/220
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Yakında insanlar birbirlerine sorular sorarlar. Hatta, ‘Allah mahlûkatı yarattı, peki Allah’ı kim yarattı?” derler. Böyle dedikleri zaman siz de, ‘O Allah, birdir. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır’ deyin. Bu şekilde İhlâs sûresinin sonuna kadar okuyun. Sonra sizden biri üç defa soluna tükürsün ve kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın.”
Sayfa 424 - Ebû Davud, Sünnet, 19 (nr. 4722)
Reklam
Bire Elli Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] ashabına şöyle buyurmuştur: “Sizden sonra öyle günler gelecek ki (dinini koruma hususunda) sabırlı davranmak, ateş korunu tutmak gibi olacaktır. O günlerde amellerini yapan kimse, sizin ameliniz gibi amel eden elli kişinin mükâfatına ulaşır.” (Tirmizî; Ebû Davud).
“Güzel söz sadakadır” Buhârî, Cihâd, 128 (nr. 2989)
Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] diğer bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Yarın hurmayla da olsa (sadaka vererek) ateşten korunun. Eğer hiçbir şey bulamazsanız, güzel söz ile ateşten korunun.” Hz. Ömer [radıyallahu anh] demiştir ki: “İyilik yapmak kolay bir şeydir; o, güler yüz ve yumuşak sözdür.”
Sayfa 264 - 1. Baskı, Ocak 2023
Şüphesiz başkasıyla mücadeleye, tartışmaya veya onunla hesaplaşmaya giren kimse, onu ya cahillikle suçlar ya da yalanlar; böylece tatlı sözü yitirmiş olur. Halbuki Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur: “Tatlı söz ve yemek yedirmek, sizi cennete koyar.”
Sayfa 263 - 1. Baskı, Ocak 2023
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
“Allah’a iman ettim de, sonra da (her işinde) dosdoğru ol.”
Sayfa 220 - Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/413
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
“Mümin bir mide ile yer, münafık ise yedi mide ile yer!”
Sayfa 131 - Buhârî, Et’ime, 12 (nr. 5393, 5394)
489 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.