İlimlerin en üstünü marifetullahtır.
Marifetullah, âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’nın zâtını, sıfatlarını, tecellilerini beşer ölçüsünde tanımaktır.
Bu ilme irfan, sahibine de arif denir.
İrfan, Allah Teâlâ’nın sevdiği kullarına bir lütfudur.
Onu temiz kalblere ve güzel fıtratlara hediye eder.
Herkesin bu ilimdeki nasibi farklıdır.
Kulun kalbindeki imanı ve Allah sevgisi marifetullahtan nasibi kadardır.
Kul, Yüce Rabbini ne kadar çok tanırsa o nisbette sever ve o derece imanı kuvvetli olur.
Resulullah Efendimiz (s.a.v.):
“İçinizde Allah’ı en iyi tanıyanınız benim ve O’ndan en çok korkanınız da benim.”
Hadisiyle, takvanın ve edebin Allah Teâlâ’yı tanımaktan kaynaklandığını bildirmiştir.
Elbette Âlemlerin Rabbini tanıyan sever, seven itaat eder, takva dairesine girer.
Takva, Allah’tan korkmak, sakınmak diye tarif edilir.
Ancak bu korku, sevgiliyi üzme korkusudur.
Allah Teâlâ’dan en çok korkanlar, O’nu en fazla seven ve O’nun tarafından sevilen kimselerdir.
***