Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anne,diğer bütün insanlardan daha fazla olarak manevi dinamiklere ihtiyaç duyar. Çünkü eğer ruhunu besleyemezse, kalbini sükünete erdiremezse, iç huzuru elde edemezse, duygularını emercesine kendisinden beslenen çocuklarını doyuramaz, onlara verimli olamaz.
Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurudu: "Dünyada misafir gibi olun. Allah'ın mescidlerini kendinize ev edinin. Kalplerinizi duyarlılık ve inceliğe alıştırın. Çok düşünün ve ağlayın. Arzu ve istekleriniz sizi ihtilafa düşürüp, kendinize yabancılaştırmasın."
Reklam
Yapmaya sorumlu ve zorunlu olduklarımızı,hayat takvimimizden boş yere düşen yapraklar olarak görmemiz,imtihanın hikmetini çoğu zaman kaçırmamıza neden oluyor… “Bir an önce bitsin de kurtulayım” “ Hemen halledip bırakayım” diyerek koşturduğumuz şeyler,aslında hiç bitmiyor,kurtulunmuyor,halledilmiyor,bırakılmıyor…. Çünkü o anların toplamından bizim hayatımız oluşuyor…. Yani mutsuzluk tablomuz……..
Bir anne,zorunluluklarıyla başlıyor hayata…Mecburiyetler,ilkin muhabbeti öldürüyor….. Çoğu kez akşama kadar içten bir gülümseme uğramıyor annenin yüzüne… Bir an önce günü bitirmenin ve akşamın son demlerinde bir-iki saat başka bir role geçmenin telaşesinde… Zihni ve hayatı öylesine darmadağınık ki, ne çocukların hayatına dahil olabilecek kadar cesarete, ne de onları hayatının tamamında hayal edebilecek kadar erginliğe sahip olabiliyor…..
“Zorunluluklarımız” ve “Mutluluklarımız” olmak üzere önce iki ana bölüme ayrılıyor hayatımız… Ardından alt başlıklarda parçalandıkça parçalanıyor…
Yüzündeki her kırışıklığın bir hikayesi var… Modern zamanlarda parçalanmış ve dağılmış hayat rollerini, belki de en çok annelik-babalıkta yaşıyoruz….
Reklam
Modern insanın kaybettiği en önemli şeylerden biri de; hayatı bir bütün olarak kavrayabilme ve yaşayabilme erdemi… Yaşadığımız gerginlik; hayatın bir gökkuşağı gibi türlü türlü renklerini aynı anda kendi bünyemizde bir araya getirememenin gerginliği… Düşüncelerimiz, yaşam içindeki rollerimiz sürekli bir parçalanmışlık içinde… Birbirinden kopuk,ayrı,bağımsız… Üstelik tavsiye edilen,teşvik ve takdir edilen de “o anda sadece bizden istenen rolde” olmamız… Oysa insan bir an’dan ibaret değil… Sadece bir zamana ve konuma hapsedilecek kadar yalın,basit ve katmansiz değil… Onun yılları var, yaşanmışlıkları,pişmanlıkları,ağarttığı saçları,acıları,kavgaları,mutlulukları ve dahası…………………
Sayfa 87
Anneliğimden cimrilik ettirme en çok… Sevgimden, şefkatimden,merhametimden… Bana en çok ihtiyaç duyanları, kendimden esirgetme… Her an bütün kalbimle yanlarında olabilme cömertliği ver…
Anne; ben’i olmayan kişidir… Yani bencilliği,cimriliği,esirgemesi… Hesap yapmaksızın verendir… Karşılık beklemeksizin yapıp dağıtan…
Sayfa 86
Kudüs'ün Müslümanlar tarafindan ilk defa iskánında rol alan en önemli şahsiyetler şehrin fethine katılan sahabedir. Bunlar arasında şehri Bizanslılardan teslim alan Halife Hz. Ömer'in Kudüs'e vali tayin ettiği Alkame b. Mücezzizi zikretmek mümkündür. Yine Kudüs'ün fethine katılan Bilal-i Habeşi ve Ebû Hüreyre ile Kudüs'te
Reklam
Meryem oğlu İsa (a.s) şöyle buyurdu: "İnsanları bırak rahat içinde yaşasınlar. Sen kendinle ilgilen. Övgülerini beklemediğin gibi, kınamalarına da aldırma. Sen sorumlu olduğun şeye bak." Kitabu'z Zühd / Ahmed b. Hanbel 467.
Kureyza
Beni Kureyza Yahudilerinin kırımını birçok yazımda detaylıca anlattım. Muhammed onların erkeklerini kılıçtan geçirip Medine'de toplu halde bir çukura doldurur, tüm kadın ve mallarına el koyar. Kadınlarından Amr kızı Reyhane'yi kendine alır. Yaklaşık bin kadın ve çocuğu da cariye-köle sıfatıyla arkadaşlarına dağıtır. İhtiyaç fazlası kadın ve çocuklar Necd, Şam ve Tühame bölgelerine gönderilerek satılırlar.
Reyhane Çiçek demeti anlamına gelmektedir.
MUHAMMED KÜSER Mİ?
Muhammed ile hanımı Zeynep binti Cahş’ın arası açılır. Öyle ki Muhammed 3 ay onun yanına varmaz, ondan tüm ilişkilerini keser (yatak paylaşımı dahil). Zeynep bir gün bir ses hissediyor. Dönüp bakınca Muhammed olduğunu görüyor ve buyurun içeri gir diyor. İçeri girince Zeynep ona: “Cariyem bugün adetten (hayızdan) yeni kesildi, sana hibe ediyorum”
Sahabilerden Ebû Reyhâne (r.anh) anlatır: Allah Resûlü'ne geldim; Kurân'ı ezberimde tutamadığımı ve ezberlemekte zorlandığımı söyledim. Resûlü Ekrem buyurdu: "Gücünü aşacak kadar kendini bu konuda zorlama. Çok secde etmeye bak."
Sayfa 315Kitabı okudu
698 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.