Elif Tutar
@rosalinda
Çizer/Öğrenci
İstanbul
27 okur puanı
Nisan 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Daha önsözü yeni bitirdim ama çok etkilendim. İletişim yayınevi her zamanki gibi müthiş bir iş çıkarmış. Önsözü Deborah A. Harter adında sanıyorum ki edebiyat mezunu bir eleştirmen tarafından hazırlanmış. Tabii daha başlar başlamaz Diderot 'dan ve Lewis Caroll'dan alıntıyla bize Balzac'ın dilini anlatıyor ve anlatırken onun dil stratejisini kullanıyor. Betimlemeyi pat diye önümüze koymuyor. Ilk başta verdiği örneklerle parçalıyor bize saklı bir güzellik sunuyor. Zaten önsözün başlığı da Betimsel Kırılmanın Erotiği. Size kısa bir edebiyat kuramı dersi veriyormuş gibi hissediyorsunuz. Gerçekten çok güzeldi. Iyi okumalar. 
Bilinmeyen Şaheser 
Honore de Balzac
Okur Takip Önerileri
Şu ana kadar dört sayfa okudum ama çevirinin açıklarından konuşmadan edemeyeceğim. Buraya rahatça yazıyorum çünkü internetten baktığıma göre bu düşüncede olan tek kişi ben değilim. Türkçe açısından belli başlı sıkıntılar buldum. Küçük bir örnek vermem gerekirse: "Bence artık küçük kızın içeri girmesi zamanı gelmiş." Belki yazardan kaynaklanıyordur dediğim bir cümle daha var. "Irmağın mırıltısı sizi seven bir sağırın sesi gibidir." Ve sadece dört sayfada bunlar gibi bir ton örnek. Ingiliz edebiyatından giderek uzaklaşıyorum ve 19. yy İngiltere kültürünü seven biri olarak bu beni çok üzüyor. Victoria dönemine ait yazarlar ve kitaplar önerirseniz çok sevinirim. Okuduğunuz için teşekkürler. 
Floss Nehrindeki Değirmen 
George Eliot çevirmen: Gönül Suveren
Tek kelimeyle mükemmel bir kitap. Yaklaşık 50 60 sayfam kaldı ama okuduklarım beni çok etkiledi diyebilirim. Dinsel yozlaşma konusunda yüzyıllar öncesine dair bu kadar iyi bir kitap düşünemezdim. Bazıları Denis Diderot'nun bunu arkadaşları arasındaki bir eğlence eseri olduğunu söylerken, bazıları da kız kardeşinin manastır yaşamından esinlerek yazdığını söylüyor. Kitabın konusu aile zoruyla rahibe olmak zorunda kalan Suzanne'nin manastırda yaşadıkları ve oradan kaçma çabasını anlatıyor. Bunlar anlatılırken bir yandan mükemmel bir psikanalizle karşılaşıyor ve her karakterin uzaktan yakından içindeki duyguları ve düşünceleri bize söylemeden bize anlatan yazarı dinliyoruz. Kesinlikle mükemmel bir kitap. Herkese tavsiye ederim. Isterseniz 1966 yapımı The Nun isimli bir filmi var onu da izleyebilirsiniz; yönetmeni Jacques Rivette. Ben izlemedim ama izleme gibi bir düşünceniz olursa benimle paylaşmanız beni çok mutlu eder. Iyi okumalar. 
Rahibe 
Denis Diderot
Dünya klasiklerini bayılarak okusam da bu kitap için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Charles Dickens'ın okuduğum ilk kitabı ve insanların övgüsünden dolayı şüphem çevirmen kalitesinde oldu. 280. sayfasına kadar geldim ama artık kitabın yarısındayım ve bir tık heyecan bulamadım. Kupkuru bir dil. Kendi kendime koskoca fransız ihtilali bu kadar sıkıcı anlatılamaz diyip durdum. Sonuç olarak yazara karşın heveslerim kırıldı ve kitabı yarım bıraktım. Can yayınlarına bir türlü ısınamıyorum da zaten. Önümüzdeki günlerin birinde yazarın başka bir kitabını okumayı planlıyorum. O da büyük olasılıkla Büyük Umutlar olacak.
Güncelleme yapıyorum tekrar kitaba başladım ve bitirdim. Gerçeken başları çok sıkıcıydı ama son 150syf çok güzel ve dokunaklıydı. Bu kitap koskoca bir ulusun ve halkın bile açgözlülükle, hırsla, intikamla haklıyken haksız duruma düşebileceğini kanıtladı.
İki Şehrin Hikâyesi 
Charles Dickens
