"Çağımızın acıya duyduğu sempati de hastalıklı bir şeyler var. İnsan yaşamının renklerine ,güzelliğine ,coşkusuna sempati duymalı .Hayata dair yaralardan ne kadar az bahsedersek o kadar iyi."
Bence yüz güzelliği denilen şey yalnızca gülümsemedir :Gülümseme yüze güzellik katıyorsa o yüz çok güzeldir ; gülümseme yüzü değiştiriyorsa o yüz sıradan bir yüzdür ; gülümseme yüzü bozuyorsa O zaman bu çirkin bir yüzdür.
"İnsanlar kendilerini özgür olarak düşünmekle yanılırlar bu düşünceleri kendi davranışlarının bilincinde olmalarına ama onları belirleyen nedenlerle ilişkin bilgisiz olmalarına dayanır"
En acı ve ıstırap verici bedensel işkence bile umursamamaya yeğlenir, çünkü bedensel işkenceyi yapan, işkence yaptığı "kişinin varlığını" kabul etmiş olmaktadır.
Sevgilim! Sen beni vatanın için terk ettin, ben seni kimin için terk edeyim? Benim vatanımda sendin, canım da sendin. Sadece iki kerecik görme kısmet oldu. Gördüğüm vakitlerin bir dakikası geri dönebilse, yerine bütün ömrümü veda ederdim.
Kalbim
Kalbim senin sesinde çırpınıyordu bir yelken gibi
Sen olan bir akşamdı kapılar örtüldüğünde
Bebek giysinin dinlenişi gibi sandalye üzerinde
Görülen şeylerin bütün çıplak ve uzun geçmişi
Akşam da bütün var olmamış akşamları andıran
Dünya kendiliğinden hatırladığında hemen her şeyi
Gazete okumak için vakit çok geç değil mi?
Ancak kendi nabzını atışını duyuyor insan
Bir bahçenin hıçkırığı kanıyor bir yerlerde
Belki de bir tedirginlik köpeğiydi bu
Kulak uzun uzun inceler suskunluğu
Dinlerim dirseğime dayanarak ve birdenbire
Düş görmektesin işte
Kim söyleyebilir bellek nerede başlar
Kim diyebilir nerede biter şimdiki zaman
Geçmiş zaman romansla nerede buluşacak
Mutluluk nerede farksız sararmış bir kağıttan