Herkes yaşadığını hissetmenin umutsuzluğuyla baş başa, yapayalnız kaldı. Gemiler denizlerde yüzmek için yapılmış gibi görünür; ama asıl amaç yüzmeleri değil, limana varmalarıdır. Bizimki de tıpkı böyle bir yüzmektir işte, hangi limana gideceğimize dair en ufak bir fikrimiz olmaksızın.
Kontrolünü sıkı sıkıya elinde tuttuğunu sandığı hayat, ona istediğini vermediğinde; yaşamının elinden düşüp bin parçaya ayrılmış olduğu hissine kapılırdı sık sık.
Kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben.
Yüzme sanatı -herhalde bütün sanatlar- tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız, diğer şeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendiniz olmaktan kurtulup yaptığınız şeye dönüşüyordunuz.
Hayatta insana en çok sıkıntı veren kendi ben'idir. İnsanın sorunları 'ben'inin kendisiyle ilişkisinden kaynaklanıyorsa, o derdin devasını da başka yerde bulamaz.