Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ey sözlerin ilacı"
Boğulan harflerle battık Herhangi bir çığlık yok Nağmelerim ölüm için Mutluluk hasta nesnelerle nesnelerle Ey sözlerin ilacı.
Reklam
Tüyün zehirli yeşil Tüyün alevle şişirilmiş şahdamar Bağdat’tan yığınlar çıkıyor Tarihimizden gönderilişimiz yakın Toprağımızdan-dönüşü olmayan düşümüzden
Ne gözyaşların ikramı ne şarkıların, nehirde Kayıklar söyler aşkımı.
Kimsesizliğin öldürür şimdi, kimsesizliğimi Kimsesizliğin sevindirir şimdi, dağılırım Kimsesizliğin ölür şimdi, başka telaşla Kimsesizliğin ölür şimdi, tuhaflaşır yalan
Reklam
Çığlık kısılır İşte o yankıyan sarı, onda ölüm barınır
Bütün yara O bizim yüzümüzde açan gün.
Uzaklaştığımızda, döneriz Ömrümüzde Olmayan boşluğa?
Ölümden sonra Yok, kesilmedi çığlık, benim çığlığım hala...
Reklam
Bu nedir? Kendi vatanımda ve kendi toprağımda Vatansız yaşıyorum Zamansız yaşıyorum
Yürüyorum yarını görüyorum Yürüyorum varamıyorum
Eğer ruhunu, bende tekrarlarsa ölüm suskunluğunu boğar Uyuturum ben onda uyurum.
Üç Palmiye
Arap ülkesinin ıssız bir çölünde Gururla yükselmedeydi üç palmiye. Aralarındaki kıraç topraktan şırıldayarak Fışkırıyordu serin sularıyla bir kaynak Yeşil yapraklardan bir örtü korumaktaydı kaynağı Güneşin yakıcı ışınlarına ve tozuyan kumlara karşı. Uzun yıllar geçip gitti böylece Uğramadan oralara hiç kimse. Hararetten kavrulmuş bağrıyla
açılsın omuzlar açılsın kollar Dudaklar imrensin. Yapraklar öpsün! Rüzgarda dalga dalga saçını Güller, karanfiller, leylaklar öpsün.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.