Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dava Delileri
AK Parti'ye bir “şirket” nazarıyla bakanlar olabilir; partiye, “kar getiren kuruluş”, “ikbal kapısı” mantığıyla yaklaşanlar da olabilir. Böyle büyük bir siyasi harekete, hele hele iktidardaki bir partiye kimilerinin bu nazarla bakması da gayet tabiidir. Büyük bir gemiye benzetirseniz AK Parti'yi, dümeninde kaptanı vardır, mürettebatı
Ebu Hamid Gazali şöyle der: Çok yemek yersen çok uyursun. Çok uyursan çok zarar edersin. Çok uyumak ömrü zayi etmeye, teheccüd namazını kaçırmaya, kalbin katılaşmasına sebep olur. Ömür, hazinelerin en mükemmeli olup kulun ticarî sermayesidir. Uyku ölümdür ve fazlası da ömrü kısaltır. • Fudayl b. lyad şöyle der: Uyku kalbi öldürür, bedeni hantallaştırır, vakti zayi eder, tembellik ve üşengeçliğe sebep olur. En yararlı uyku, ona en çok ihtiyaç duyulduğu andaki uykudur. Gecenin ilk zaman dilimindeki uyku en tavsiye edilen uykudur. Bu vakitteki uyku gecenin son anlarındaki uykudan daha faydalıdır. Gündüz öğle vaktindeki kaylule uykusu ise gecenin ilk ve son zaman dilimlerindeki uykudan daha faydalıdır. Gecenin hem başında hem sonunda uyumakta ise fayda az, zarar çoktur. Özellikle ikindiden sonraki uyku ile güneş doğduğu andaki uyku bünyeye zarar verici hüviyettedir. Ayette bahsedilen o salih kişiler için sabah namazı ile güneşin doğuşu arasındaki zaman diliminde uyumak da mekruhtur. Çünkü bu zaman dilimi âdeta ganimet hükmündedir. Bu vakti değerlendirmek maneviyat yolcuları için ayrıcalığı olan bir zaman dilimdir. Hatta onlar gece boyu ayakta olsalar da güneş doğuncaya kadar bu vakitten faydalanmayı ihmal etmezler. Çünkü bu vakit günün ilk vakti ve âdeta anahtarıdır. Bu zaman dilimi rızkın indiği, nasiplerin toplandığı, bereketin elde edildiği bir andır. Güne bu vakitte başlanır. Kişi bu vakitte ancak çok zor durumda kalınırsa uyumalıdır.
Reklam
Duydum ki mûcize bekliyormuşuz!..
~•~ Mûcize arayan insanın hayal âlemine dalmasına gerek yoktur. Kâinatın kendisi bir mûcize olduğu gibi, her an milyonlarca mûcizelere sahne olmaktadır. İşte dünyamız, Güneş'in etrafinda büyük bir hızla dönüyor, fakat uzaya fırlamıyor ve üzerindeki yolcuları olan insanları, hayvanları, bitkileri ve cansızları, hiç incitmeden binlerce yıldır taşıyor. Güneş, her sabah, bir başka güzellikle ve tam vaktinde doğu­yor. Kendisine verilen ısıtma ve aydınlatma vazifesini yerine getiriyor. Boşlukta asılı yıldızlar, dünyamızdan binlerce defa daha bü­yük o dev küreler, gök kubbede parlamaya devam ediyorlar. Her yerde, her an, bir başka harikâ sanat eseri ortaya çıkıyor. Bir minicik tohum atıyorsunuz toprağın bağrına, üstünü ör­tüp suluyorsunuz. Bir süre sonra bir de bakıyorsunuz ki, güzeller güzeli bir filiz olmuş. Derken büyüyor bu filiz; dal oluyor, yaprak oluyor, nihayet lâtif çiçekler açıp, tatlı meyveler veriyor. Bitkiler âleminin ağaçlarına, çiçeklerine, meyvelerinin renkle­rine ve şekillerine bakınız. Her biri ayrı güzellikleri nasıl temsil ediyor. O kaktüsün dikenleri arasındaki binbir çiçeği, kuru bir dikenin bile estetiği akıllara durgunluk vermez mi? Gökyüzü mavi olmasa, nasıl bir yorgunluğun esiri olurduk, hiç düşündünüz mü? Atmosferin ışıklara verdiği fon sanki bir müzik gibi, gök mavisi oluvermiş. Arzın toprağındaki renk, ye­şil bitki örtüsüne şahane bir ufuk dekoru değil midir? ~•~
İYİ AKŞAMLAR.... :)))
Hep merak etmişimdir insanların sabah erkenden kalkıp güne rahat başlamasını yada yataktan sürüne sürüne çıkmasını belirleyen şey nedir diye...? Bu merak etme eylemiyle birlikte düşünme konusunda
Oğuz Atay
Oğuz Atay
ile aynı noktadayım. Zira kendisi net ifade ettiği şekliyle; "Düşünmek, hayatı ne karmaşık bir biçime sokuyor. Bu telaş içinde bekleneni
125 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Türk dilinin büyüyen yolculuğu.
Bu kitabı yaklaşık 10 sene önce okumuştum. Bir arkadaşımın vesilesi ile tekrar okumaya karar verdim. Türk öykü yazarlarımızı geç keşfediyoruz. Bunun yanı sıra öykü kitabı okumak bence roman okumaktan çok daha zor bir mesele. Roman bize geniş bir alan veriyor. Kaçırdığımız bir olayı sonraki sayfalarda hatırlayabiliyorsunuz. Ben sadece 4 sayfayı yorumlayacağım. Hemen hemen her yaz İzmir-Özdere-Gümüldür bölgesinde tatil yapardık. Hep aklımda şu soru işareti oluşuyordu: Cıvıl cıvıl olan bu tatil beldeleri kışın ne halde acaba diye merak ederdim. Daha sonralarında her iş için Izmir'e gittiğimde muhakkak bu bölgelerde kışın kalmaya başladım. Hiç insan yok derin bir sessizlik. Yazın geri geleceği huzuru inanılmaz keyif veriyordu. Yazar, Ayvalık'ta da buna benzer betimlemeler ruh halleri kullanmış. Kitap akıcı bir üslupla yazılmış. Sonraki öyküleri iç acıtıcı ama hayatın içinde olan duyguları, olayları, kişileri barındırıyor.
Sabah Yolcuları
Sabah YolcularıFeyza Hepçilingirler · Everest Yayınları · 2009116 okunma
Bir sabah çok erken Yusuf Bey'le dışhatlar terminalinde dolaşırken dikkatimizi çekti; İran'dan gelen seferin yabancı yolcuları üniformalı THY görevlilerinin peşinden avcı gibi koşturuyor, bizimkiler de çeşitli usullerle yolcudan uzaklaşıyor, âdeta saklanıyorlardı. Olayın üzerine gidince, Tahran'dan gelen yolcuların bağlantılı seferi kaçırdıklarını ve ne yapmaları gerektiğini öğrenmeye çalıştıklarını, bizim çocukların karmaşık talimatları verecek düzeyde yabancı dilleri olmadığı için yolculardan kaçtıklarını anladık. Zaman içinde hem personel alımlarında dil barajını yükselttik hem de hatır gönül devreye girmesin diye dil sınavlarını üniversitelere yaptırmaya başladık.
Reklam
Sabah temizdir, insan kokar, yaşamak kokar, sevgi kokar. Gün olmamalı kişileri böylesine bulandıran.
336 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.