"Biz hepimiz, bütün insanlar aynı uçurumdan çıkıp gelmedik mi? Ertesi sabah, acı geri döndüğünde,artık başka bir şeye, hayatın mosmor parmak izlerine, bana ait bir geçmişe dönüşmüştür. Güzel bir şey insanın geçmişi olması, gerçekten güzel hikayesini geçmiş zamanda anlatabilmesi."(s.128)
Yoksa, insan dediğin nedir ki ! Yersiz bir kahkaha
İçinizi donduran öyküler...
“Lire” dergisi tarafından “Geleceğin 50 Yazarı” arasında gösterilen ve 90’lı yıllardan bu yana edebiyatın farklı türlerinde eserler veren Aslı Erdoğan'ın 2010 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandığı öykü kitabı Taş Bina ve Diğerleri dört öykü ve bir epilogdan oluşmaktadır. Oldukça uzun bir öykü olan Taş Bina
Hiçbir Acı Kalıcı Değil
Bazen bir ilişkiden silmeye kıyamadığın mesajlar kalıyor... Zamanla onları da siliyorsun çünkü hiçbir acı kalıcı değil. Sadece canımızı yakmaya geliyorlar, kalacak yerleri yok... Aslında kimsenin bizde kalacak yeri yok, bazıları ruhumuzun, bazıları bedenimizin ziyaretçisi...
Ölümden de korkunç kabusları bilmeyenler , buna ölüm sessizliği derler. Aslında sesliğin içindeki sesleri, yokluğun soluk alıp verişini duyamadıklarındandır bu..
SAHTE CAN YÜCEL ŞİİRLERİ HAKKINDA !!!
Kalibresi düşük şairlerin yazdığı şiirimsi manzumelerin çokça mal edildiği şairlerden biri de Can Yücel. Tam 31 sahte şiirin altında Can Yücel imzası var. Bu sahte şiirlerden biri de ders kitaplarına bile alındı geçen yıl. Prof. Dr. Semih Çelenk, sahte Can Yücel şiirlerinin listesini çıkarmış. Çelenk
Aslı Erdoğan'ın adını ilk defa tutuklandığı dönemde haber kanalları vasıtasıyla duydum. Edebiyat dünyasında ona destek olan paylaşımlar görüyordum. o dönem 26 yaşındaymışım zaman nasıl da hızlı akıyor. Şimdi bu olayın üstünden yıllar geçtikten sonra tanıştım kalemiyle. Sait Faik Hikaye Armağanı alan kitapları okuma planı yaparken 2010 yılında bu kitap ile ödüle layık olduğunu görünce listeme ekledim.
Bakıldığında çok başarılı bir kariyeri var. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar ve Fizik bölümünden mezun olan, aynı üniversitede asistanlığa başlayıp yüksek lisans yapan ama doktora tezini yazarken yarıda bırakıp yazarlığa geçiş yapan biri. Bu arada yurt dışında da branşı üzerine çalışmalar yapmış fakat günün sonunda yazarlık ağır basmış.
İyi ki basmış diyorum nacizane. Çağdaş Türk Edebiyatının önemli isimlerinden biri olmuş Ben Taş Bina ve Diğerlerini beğendim. Sizi sarıp sarmayana sımsıcak öyküler var içinde diyemeyeceğim zira Taş Bina metaforunda hapishaneyi, işkenceleri anlatıyor Aslı Hanım. Akıcı olmasına rağmen çok açık değil her şey, anlaşılması zor yanları var. Hikayeye giremeyebilirsiniz ve başta bunu yaşadım. Dikkatimi toparlayıp odaklanmaya çalıştım ve biraz olsun içine girebildim diye düşünüyorum.
Dört öyküden oluşuyor. Sabah Ziyaretçisi, Tahta Kuşlar, Mahpus ve Taş Bina. Karakerlerin Taş Bina ile olan ilişkileri, geçmişleri, gördükleri şiddet anlatılıyor. Hayatın zor yanları anlatılıyor yani. Yazarın ifadelerinin gücü de kitabı bizim gözümüzde yüceltiyor.
Konusu ilginizi çektiyse ve yoran okumalara varım derseniz bir şans verebilirsiniz.