Onlar için evlenmek hülyalarında rol oynayan erkeğin fikrî kabiliyetleri ve ahlakı pek mevzu bahis değildir. Asıl düşündükleri, müstakbel kocalarının fizikî, bedenî güzelliği ve bir de içtimaî mevkiidir, bunu da sırf çocukça ve basit arzularının tatmini için isterler. Bu zavallı kızlar, ebeveynlerinin ve muhitlerinin telkini ile kendilerini satılan bir mal telakki etmeye alışmışlardır ve bunun neticesidir ki evlenecekleri şahısta fikrî ve hissî bir anlaşma, iyi bir yuva kurma kabiliyetleri, yani bir arkadaş, hayatta müsavi haklar ve müsavi kuvvetlerle beraber gidecekleri bir arkadaş değil, yağlı ve parlak bir müşteri ararlar.
Bunun, bu iptidai telakkinin asıl sebebi ebeveynin telakkileridir. Bir aile, kızını satılık bir mal gibi, vitrinde teşhir edilen bir eşya gibi hazırlarsa, onun kafasının içini tamamen boş bırakarak onun fikrî ve hissî hayatı ile zerre kadar alakadar olmayarak kızlarının yalnız güzelliğine, alımlılığına ehemmiyet verirlerse, hatta onun fikrî seviyesinin yükselmesini bile sırf iyi bir koca bulabilmesi için yaparlarsa, kızlarının kendilerini satılık bir meta olarak görmekten başka yapacakları şey yoktur.