Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
28 Mart 1941 Sevgilim, Yeniden delirmekte olduğumdan şüphem yok: Böyle korkunç bir dönemi bir kez daha kaldıramayacağımızı hissediyorum. Aynı zamanda, bu kez toparlanmayı başaramayacağımı da seziyorum. Yeniden sesler işitmeye başladım ve dikkatimi toplayamıyorum. Bu durumda bana en doğru görünen şeyi yapıyorum. Bana olabilecek en büyük mutluluğu yaşattın. Benim için başka kimsenin olamayacağı insan oldun. İki varlığın bu korkunç hastalık gelene kadar olduğumuzdan daha mutlu olabileceğini sanmıyorum. Daha fazla mücadele edemeyeceğim. Senin hayatını da ziyan ettiğimi biliyorum. Ben olmasam çalışabilirdin. Çalışacaksın da, biliyorum. Görüyorsun, doğru dürüst yazmayı bile başaramıyorum. Okuyamıyorum. Söylemek istediğim, hayattaki tüm mutluluğumu sana borçlu olduğum. Bana karşı her zaman tam bir sabır timsali oldun ve inanılmaz iyiydin. Sana bunları söylememe gerek yok — herkes biliyor zaten. Beni kurtarabilecek biri olsaydı, o sen olurdun. Hiçbir şeyden senin iyiliğinden olduğu kadar emin olmadım. Hayatını ziyan etmeye daha fazla devam edemem. Kimselerin bizden daha mutlu olabileceğini sanmıyorum. "Virginia Wolf'un intiharından önce eşine yazdığı son mektubu"
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Reklam
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Öyle hastalar var ki, babası ölmüş, annesi, en az yetmiş yaşında. Artık bırakın evladına bakmayı, kendine bile bakamayacak durumda. Tek endişeleri bizden sonra ne olacak. Evet maalesef çok acı bir gerçek. Bir tanıdığım anne yetmiş üç yaşında, iki evladı da hasta. Biri kız, biri erkek. Anne şeker ve tansiyon hastası. Tek üzüntüsü; "ben
"Ey biçare hasta! Merak etme,sabret. Senin hastalığın sana dert değil ki bir nevi dermandır. Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin o sermayeni büyük karlarla meyvedar ediyor. Ey sabırsız hasta! Sabret, belki şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne getirebilir. Evet, hastalıkla geçen bir ömür, Allah'tan şekva etmemek şartıyla, mü'min için ibadet sayıldığına salih rivayetler vardır. Ey tahammülsüz hasta! İnsan bu dünyaya keyf sürmek ve lezzet almak için gelmediğine, mütemadiyen gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve mütemadiyen zeval ve firakta yuvarlanması şahittir. Demek insan, bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safa ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Belki azim bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile ebedi daimi bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir. Onun eline verilen sermaye de ömürdür. Eğer hastalık olmazsa, sıhhat ve afiyet gaflet verir, dünyayı hoş gösterir, ahiretini unutturur. Hastalık ise birden gözünü açtırır. Vücuduna ve cesedine der ki: "Başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan." İşte hastalık bu nokta-i nazardan hiç aldatmaz bir nasih ve ikaz edici bir mürşiddir. Ondan şekva değil, beki bu cihette ona teşekkür etmek; eğer fazla ağır gelse, sabır istemek gerektir."
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Evet dün bitirdiğim ve kitabın bitimiyle duygu yoğunluğuyla yazdığım kısa incelemeyi daha zenginleştirmek amaçlı olarak düzeltmeye karar verdim ve incelemeyi tekrar ele aldım. Tarık Tufan'ın 5. eserini bu kitapla bitirmiş oldum. Daha önceki kitaplarında da olduğu gibi yazarın dili çok güzel. Üslubu çok farklı, hüzünlü bir dilde yazılmış bir eser.. Deneme ve hikaye karışımı bu eser çok duygusal bir kitap. Belki de benim hastalığım ve duygusallığım ile bu kitaptan etkilenmem daha da fazla oldu. Herkesin aynı derecede etkileneceğini sanmıyorum. İçeriğe gelirsek; nişanlanan ve kendisi için nişanı bozan bir çocuğun kanser olması ve ailesine bunu diyememesini ele alıyor. 3 bölümden oluşan bu eseri gözyaşlarıyla bitirdiğimi itiraf etmek istiyorum. Film gibi bir hikaye. Sonu ise çok sürpriz. Allah kimseye baş edemeyeceği dert vermesin. Çok güzel duygular var kitapta. Sabretmek ve isyan etmemek adına, başına hastalık gelenlerin umudu olacak bir eser. Nişandan ayrılan ve zorla evlendirilmek istenen kişiler de okuyabilir. Aşk, aile, hastalık üçgenindeki çok güzel bir eser. İç dünyamızda saklamaya çalıştıklarımızı yüzümüze vuran türden. Peyami Safa - Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanından sonra beni en iyi sarsan ve gözyaşlarımı akıtan çok değerli bir kitap. Kesinlikle başucumda olacak. Tavsiye ettiğim ve beğenerek okuduğum bir eser. “İnancımız bizi diri tutuyor evladım. Sonra sabır, sabredeceğiz. Allah sevdiği kula azap etmez, ona sıkıntı verir ve sabrettirir.. Sayfa 108 Profil Yayınları
Hayal Meyal
Hayal MeyalTarık Tufan · Profil Yayınevi · 20165,5bin okunma
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
780 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.