"5 yıllık uykusuz gecelerimin müsebbibi olan yeni şiir kitabım “Eksik Gamze” çıktı.
Bazen razı, bazen asi yakarışlardan mülhem mısralarım artık okurun gönlüne emanettir.
Kalplere dokunsun, sadra şifa olsun dilerim."
demiş Sevgili Serap Kadıoğlu...Kendisi de tıpkı önceki incelememdeki yazarımız gibi son dönem şairlerinden ve benim için gözdelerden...
Türk Dili ve Edebiyatı mezunu, editör , gazete muhabiri sayabileceğim nitelikleri arasında Serap Hanım'ın... Şiire tutkun olan hanımefendi 2014 yılında Şiar Dergisini kurarak Edebiyat alanında kendine -bana göre- nitelikli bir yer bulan şairlerden...
Zamansız zamanlarda varıp gittiğim cami avlularında kendi adını duymak, kendine seslenmek gibiydi en çok bu kitap... Olur ya bazen tek başınıza kalabalıkları izler, bir çay bardağının yüzünde hüznünüze rastlarsınız birden...
Kendimi kendimle karşılarken önüme düşen şiirdi "Eksik Gamze"
O gün bugündür hep benimle..
Fazla arabesk bir inceleme oldu belki haklısınız fakat,
bazı kitaplar da bazı şiirler de hep eşlik etmez mi sizinle hüznünüze?
Gönlünüze dokunduysa şayet , şans verin Serap Hanım'ın şiirlerine derim. Şüphesiz seveceksiniz.
Eksik GamzeSerap Kadıoğlu · profil Kitap · 20235 okunma
"Zira bu okudukları sadece ve öyle yazılmış cümleler değil. Baş gözüyle gören bir adamın yazacakları değil bunlar. Satıra değil sadra yazılmış olmalı."
Tanıdık tanımadık hep şu soruyu sorarlar: "Emekli oldun mu?" yahut şu soru: "Emeklilik ne zaman?" Ne iş yaptığımız, işimizle ne yaptığımız, hangi sadra şifa olduğumuz hemen hiç sorulmaz.
Molla Sadra'ya göre, varlığın hareketi tezahürden ziyade cevherî olduğu için, soyutlamalar yoluyla elde edilen kategoriler, varoluşsal sürecin kendisinden ziyade zihnin kavramsal çıkarımlarına işaret eder. Varlık hareket ve değişim halindedir. Fakat bu hareket ve değişim sadece varlığın tezahüründe değil, bizzat kendisinde cevherî bir süreç olarak vuku bulur. Ayrıca varlık bu cevherî hareketin öznesi de değildir. Fakat bu mümkün varlıkların cevherî hareketi ve değişimi egzistansiyalist düşüncede kabul edildiği üzere gâyesiz değil, mutlak ve zorunlu varlık olan Allah'tan yine Allah'a doğrudur. Cevherî hareket, zaman ve mekân sınırlarını aşıncaya kadar devam eder. Bu hareket sadece bir varlıktan veya mekândan diğerine yatay değil, aynı zamanda ontolojik mertebeler arasında kozmolojik çerçevede gerçekleşen dikey bir yöneliştir.
Nefis aldanır; ruhun uyanışı bir anda olmaz. Telafisi mümkün olmayan fırsatlar elden kayıp gittiğinde; derin yaralar bırakır geride. Allah'a ve ahiret gününe iman ise sadra şifa, yaraya merhem olur. Zira iman; en büyük tesellisidir kulun. Musibet anında Allah'a ve ahiret gününe iman teselli ve teskin edebilir ancak onu. Kul,
Hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerine
Bu halde bile boğulmadım boğdurulmadım
Eski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmış
Ateş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarına
İstemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm var
Medrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önce
Sene 99 ben İstanbul acemisi yıllar önce
İnmişim