Muhtemelen Osmanlı İmparatorluğu'nu Fazıl Ahmed Paşa kadar doğru yönetebilecek başka bir büyük sadrazam olmamıştır. Boyu uzun, biraz eti­ne buduna dolgun; gözleri iri ve açık; yüzü güzel şekilli ; ten rengi beyaz ve pürüzsüz; görünüşü mütevazı, ciddi, nazik ve güven vericiydi. Onun kadar kibar bir Türk görmek mümkün değildi, babasına göre daha yumuşak ve daha az zorbaydı; tiran değildi ama hakarete katlanamazdı. Yaptığı her şey­ de hakkaniyet ve adalet vardı; asla menfaat peşinde olmamıştı; ya mal mül­ke ilgi duymamasından, ya da sahip oldukları kendisine yettiği için diğer Türklerin yaptıkları gibi çıkar aramadığı hemen görülüyordu. Hatta onun başarısını sağlayan bir özelliğinden de bahsedilir: istediklerine ulaşmak için ona hediyeler sunan hiç kimse isteğine ulaşamamıştır. Bir hediyeyle istendiğinde bu sadrazamdan ne lütuf ne de iş elde ediliyordu. Zihni engin, nüfuz edici, kapsayıcıydı; hafızası çok güçlü; yargısı adaletliydi. Doğrudan hedefe gidiyordu; az ve öz sözle, tevazu içinde ama aynı zamanda tasvir edilmesi zor bir ilim ve irfanla konuşuyordu.
Ragıb Paşa'nın Kanal İstanbul projesi
Sultan 3.Mustafa (1757-1774) sanat dostuydu. Madam de Chénier'in ifade ettiğine göre, "Kim sanatta çok başarılı olursa, sultanın takdirinden ve ihsanlarından pay alacağını bilirdi." Sadrazamı Ragın Paşa'da aynı zevkleri paylaşıyordu. Sadrazam Avrupa bilimine hayrandı: Voltaire'nin Newton felsefesi hakkında kaleme aldığı incelemeyi tercüme ettirmek istemiş ve bu İstanbul boğazının yanına ikinci bir boğaz açmak için Karadeniz'de Akdeniz arasında bir kanal kazdırmayı düşünmüştü. Çok kültürlü olan Ragıb Paşa masraflarını bizzat karşılayarak İstanbul'daki ilk halk kütüphanesinde kurmuştu ve sarayında gerçek anlamda bir edebiyat salonu bulunuyordu.
Sayfa 320Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal'e Samsuna Çıkışta Verilen Devasa Yetkiler!
Mustafa Kemal'e sadece askeri değil mülki vazifeler de verilmişti. ''Bundan sonra hem Harbiye Nazırı Müşir Şakir Paşa, hem de hükümet namına Sadrazam Damad Ferid Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya, selahiyet ve vazifelerini gösteren birer talimat tezkiresi vermişlerdir. Bu tezkirelerde vazifenin yalnız askeri değil, 'aynı zamanda mülki' olduğu, ehemmiyetle işaret edilmiştir. Bu talimata göre, yukarıda anılan sancaklar doğrudan doğruya Kemal Paşa'nın emrine verildikten başka, şu sancakların bütün askeri ve mülki memurlarına da, Dokuzuncu Ordu Müfettişinin her türlü müracaatının müsbet şekilde neticelendirilmesi için emir verilmiştir: Diyarbekir, Mardin, Ergani, Bitlis, Muş, Siirt, Genç, Elazığ, Malatya, Dersim, Ankara, Yozgat, Kayseri, Kırşehir, Çorum, Kastamonu, Bolu, Çankırı ve Sinop.
Sayfa 27 - Yeni NesilKitabı okudu
181 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Devrinin Hiciv Ustası Ziya Paşa
Devrinin en büyük Hiciv Ustası olan Ziya Paşa, hayatı boyunca haksızlığa boyun eğmemiş, adaleti savunmuş ve birçok defa görüşlerini keskin dili ile belirtmiştir. İnsanlar arasında bir üstünlüğün olmadığını ve her insanın zengin olsun, fakir olsun kara toprağa karışacağını şu beyitle çok güzel özetlemiştir; "Ya bister-i kemhâda ya virânede cân ver Çün bây ü gedâ hâke beraber girecekdir." Divan Edebiyatına çok merak salan Ziya Paşa küçüklüğünde lalasından bunu öğrenmek ister. Fakat lalası bunun atiyye-i ilahiye olduğunu, Allah nasip eder ise buna vasıl olacağını, ilim ile ele geçemeyeceğini anlatır. Ne var ki yıllar sonra Devletin karşısına bir Divan Şairi, Hiciv Şairi olarak çıkar. Maalesef hayatının yarısını Avrupa'da geçiren şairimiz, af için devlete birçok kasîdeler yazar. Fakat aynı zamanda ismini unuttuğum(affınıza sığınıyorum) bir Osmanlı Sadrazamı ile birçok kez hasım olur. Terkib-i Bendinin 8. Bendinde (Benimde en çok sevdiğim benddir.) Şöyle der; "Kibre ne sebep? Yoksa vezîrim diye gerçek Sen kendini düstûr-u mükerrem mi sanırsın?" Ayrıca İslam Dininin, çok fazla benimsenmemesi ve zayıflamasını da kaleme alan Ziya Paşa bir başka bendinde şöyle der; "İslâm imiş devlete pâ-bend-i terakkî Evvel yoğ idi iş bu rivayet yeni çıktı" Devrin değişmesini, insanların riyâkarlığını ve daha birçok olumsuz konuda şiirler yazan, ünlü şairimiz Ziya Paşa'yı ve yazdığı en büyük iki şiiri olan Terkib-i Bend ve Terci-i bendini okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Terci-i Bend ve Terkib-i Bend
Terci-i Bend ve Terkib-i Bend
Ziya Paşa
Ziya Paşa
Terci-i Bend ve Terkib-i Bend
Terci-i Bend ve Terkib-i BendZiya Paşa · Merdiven Kitapları · 2007175 okunma
219 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Tam köprünün üzerinden geçerken incelemeyi paylaşmak bize nasip oldu şükürler olsun. Herkese merhabalar, iyi akşamlar olsun. Lale Devri ve Patronalıların hikayesi olarak lanse edilse de ben bu eserin yalnızca bir hikaye ve kurgu olduğuna nasıl inanayım şimdi? Kubilay Han’ın Gelini kitabında da yazarın eserlerinin inandırıcılığının oldukça yüksek
Patronalılar
PatronalılarAbdullah Ziya Kozanoğlu · Atlas Kitabevi · 196624 okunma
Yeniçerilerin ilk kez; II. Mehmet taht'a geçtiği sırada cüluş bahşişi almak için ayaklandıklarını (1445) görüyoruz. Daha önce belirtildiği gibi, XVI. asırdan sonra tımarlı sipahi düzeninin bozulması ile kapıkulu askerleri daha bir önem kazanmıştır. Ancak Yeniçeriler, devletin içinde bulunduğu zorlukların kaçınılmaz sonucu olarak devletin
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
366 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.