Kitap yazmak roman yazmak isteyenler için bilimsel tarzda yazılmış kitap. Özellikle bahsettiği romanlar var ve bunların yazım tekniklerinden de bahsetmiș. Amerika'daki Harward Üniversitesi çalışmalarına bilhassa rastlamak mümkün. Roman ve yazı yazmak arzusu olanlar çok dikkatli roman okuması gerektiğini ve buradan birçok ders öğrenenebileceğini anlayacaktır. Ayrıca farkındalığı anlayacaksınız kitap okumanın. Dili akışkan anlaşılır bir kitap.
Her zaman karşılaştırdığım iki tip yazarı hastalığıma teşhis koyar gibi açıklama yapmış Orhan Pamul. Sadece hikayeyi anlatmanın ötesine geçerek duyguları ve düşünceleri görsel bir deneyimle sunma çabasını da o ikilem içinde kaldığını göstererek çok iyi yansıtmış.
Orhan Pamuk kitaplarini bu sene önyargimi kırıp okumaya başladım. Okuduğum hiç bir kitabından pişmanlık duymadım. Roman okumayı çok seven biri olarak kitap hem roman yazarlarından hemde roman okurlarından bahsedilmesi sebebi ile dikkatimi çekti.
Kitabı bitirdikten sonra bendeki etkisi 'artık neden roman okuduğumu daha iyi savunabilirim' oldu. Çokça güzel örneklendirme ve yazarın çok saygı duyulası zengin edebiyat bilgisi vardı kitapta.
Masumiyet Müzesini okuduktan sonra bu kitabı okumuş olmak artı diye düşünüyorum. Romanları derinlemesine anlamak isteyenlere tavsiyemdir.
Bir pencereyi açarken, kahve yudumlarken, merdiven çıkarken, şehir kalabalığı içinde kaybolmuşken, tıkanmış trafikte arabanın içinde sıkılırken, parmağımızı kapıya sıkıştırınca, gözlüğümüzü kaybedince, soğukta üşürken, yokuş çıkarken, yazın ilk defa denize girerken, güzel bir kadın ile karşılaşınca, çocukluğumuzda yediğimiz bir bisküviyi yeniden yiyince, trende oturup pencereden dışarıya bakarken, hiç bilmediğimiz bir çiçeği ilk defa koklayınca, babamıza kızınca, öpüşünce, denizi hayatımızda ilk defa görünce, kıskançlığa kapılınca, bir bardak soğuk su içerken yaşadığımız deneyimlerin özgünlüğü ve başka insanların benzer deneyimleriyle örtüşmesi, bir romanı anlamamızın ve ondan zevk almamızın temelini oluşturur.
"Romanlar sevmek, onları alışkanlıkla okumak, mantıkla hayalgücünün, akılla gövdenin çeliştiği tek merkezli Descartesçı dünyanın mantığından kaçmak isteğine işaret eder. Romanlar birbirleriyle çelişen düşüncelere huzursuzluk duymadan aynı anda inanmamızı, herkesi aynı anda anlamamızı sağlayan özel yapılardır"
"Roman yazmanın (ve okumanın) yapay bir yanı olmasını hiç mesele etmeyen bu tür duyarlığa, bu tür roman okuruna ve yazarına “saf’ diyelim. Bunun tam tersi bir duyarlığa, yani roman okurken ve yazarken metnin yapaylığına ve gerçekliğe ulaşamamasına takılan ve roman yazılırken kullanılan yöntemlere ve okurken kafamızın işlemlerine özel bir şekilde dikkat eden okurlara ve yazarlara da “düşünceli” diyelim. Romancılık, aynı anda hem saf hem de düşünceli olma işidir."
"Pek çok roman okuma tarzı olduğunu da yaşayarak öğrendim. Bazan mantığımızla, bazan gözlerimiz, bazan hayal gücümüzle, bazan aklımızın küçük bir kısmıyla, bazan kendi istediğimiz gibi, bazan kitabın istediği gibi, bazan da bütün gücümüzle okuruz."