Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Buse

Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok Kıyılar da bomboş, kır yolları da Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler Yol kenarında bir kapı, tahta Peki,
Reklam
Elimle Kendi elimi tutuyorum Yan yana gidiyormuşum gibi kendimle
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
... anısı bizsek eğer bu kentin unuttuğu türküler bizsek acıyı rehin bırakıp bir güle anımsatmalıyız bunları bir bir sonra yürümeliyiz seninle sokaklara caddelere çıkmalıyız belki bir aşktır bu kentin belleğini geri getirecek olan burada yağmur yağıyor ama sen şemsiyeni almadan gel yine de özletiyor bu çılgın sağanak seni sırılsıklam özletiyor biliyor musun
Ahmet Telli
Ahmet Telli

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Belki yarın gidecek Bir anı gelecek bir başka anının yerine. İnsan bazan ağlamaz mı bakıp bakıp kendine.
Edip Cansever
Edip Cansever
Reklam
Sevdiğimiz ölüler var ve sevmediğimiz diriler çok Geçtim aralarından kirin pusun ve telaşın Gövdemden geçtim önce sonra aklımı kaybettim Yalnızdım hep ve bunu mesele etmeyecek kadar Şuursuzdum sanırım son çare sana geldim Merhamet et merhamet bir bakışınla mümkün Çok zaman kaybettim çok üzgünüm ne desem boş İhtimal var bir daha o da ölmek olmasa keşke! Akla ziyan kaygılara fon oldu zavallı ömrüm Mezarlık dolusu sessizlik ve uğultu ve yalnızlık Kalabalıklaşsak ya ikimiz herhangi bir coğrafyada Sen acını unutursun ben gülmeyi hatırlarım Böylece uzanırız sereserpe bir hasıra Öylece kalakalırız akmayı unutur zaman Belki diyorum belki bir ihtimal daha var Bir ihtimal daha var o da ölmek mi sensiz...
Ali Lidar
Ali Lidar
Dört kişi parkta çektirmişiz Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi... Anlaşılan sonbahar Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli Yapraksız arkamızdaki ağaçlar... Babası daha ölmemiş Oktay’ın, Ben bıyıksızım, Orhan, Süleyman Efendiyi tanımamış. Ama ben hiç böyle mahzun olmadım; Ölümü hatırlatan ne var bu resimde? Oysa hayattayız hepimiz.
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, Ne kapanan kapılar, Ne yıldız kayması gecede, Ne ceplerde tren tarifesi, Ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar
Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum, Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız anna. büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan. sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz,
Reklam
Ve insan en çok göğe vurgun; Sonra zifiriye, Şiire, Ve hep Allah’a...
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu