Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gel şimdi insana bak; âciz, fakir, zelil bir hayvaniyet derekesinde iken, zaafının kuvvetiyle, aczinin kudretiyle, fakrının sevkiyle, ihtiyacının şevkiyle, ubudiyetinin şevketiyle, kalbinin şulesiyle, aklının haşmet-i imaniyesiyle nasıl evc-i hilafete terakki ediyor, gör. Sonra bak ki; acz, fakr ve akıl, insanın esbab-ı sukutu iken; şu zat-ı nuranînin nuruyla tenevvür ettikleri zamanı, nasıl esbab-ı suud ve terakki oluyorlar. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Âkıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmanın çare-i yegânesi, aynı lezzetinde elemi gösterip hissini mağlûp etmektir.
Reklam
Muhabet Aşk Şefkat
Bak rahmetin cilvelerinden olan "Muhabbet ve Aşk ve Şefkat" nimetlerine dikkat et! Eğer firak-ı ebedî ve hicran-ı lâyezalîye incirar etse; görürsün ki, o muhabbet, en büyük musibet olur. Şefkat en büyük maraz olur. Akıl en büyük bela olur. Demek rahmet, rahmet olduğu için hicran-ı ebedîyi muhabbet-i hakikiyeye karşı çıkarmaz.
Sayfa 30 - EnvarKitabı okuyor
Aziz kardeşlerim!
Bu sıkıntılı zamanda ve tazyikat altında akıl ve kalbi eğlendiren ve keyiflendiren böyle tefekkühat-ı ilmiyeyi israf saymayınız.Hüsn-ü niyet öyle bir kimyadır ki şişeleri, elmasa çevirir; toprağı, altın yapar. İnşâallah o hüsn-ü niyetle, bu tefekkühat dahi hakiki bir gıda ambarına bir anahtar olur ve hizmette zaafa düşenlere kut ve kuvvete yol açar.
Sayfa 52
İnsan fıtraten gayet zaîftir. Hâlbuki her şey ona ilişir. Onu müteessir ve müteellim eder. Hem gayet âcizdir. Hâlbuki belâları ve düşmanları pek çoktur. Hem gayet fakirdir. Hâlbuki ihtiyâcâtı pek ziyâdedir. Hem tenbel ve iktidarsızdır. Hâlbuki hayatın tekâlîfi gayet ağırdır. Hem insaniyet onu kâinâtla alâkadâr etmiştir. Hâlbuki sevdiği ünsiyet ettiği şeylerin zevâl ve firâkı mütemâdiyen onu incitiyor. Hem akıl ona yüksek maksadlar ve bâkî meyveler gösteriyor. Hâlbuki eli kısa, ömrü kısa, iktidarı kısa, sabrı kısadır.
Âkıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye, akıl ve fikre galebe ettiğinden ehl-i sefaheti sefahetinden kurtarmanın çare-i yegânesi; aynı lezzetinde elemi gösterip hissini mağlup etmektir.
Reklam
"Allah'ım! Kur'ân'ı akıl, kalp ve ruhlarımıza nur, nefislerimize mürşid eyle, âmin, âmin, âmin."
Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş! Şu saray-ı muhteşemin sahibini tanımak istemiyorsun! Halbuki her şey onu gösteriyor, ona işaret ediyor, ona şehadet ediyor. Bütün bu şeylerin şehadetini nasıl tekzip ediyorsun?
İnsan fitraten gayet zayıftır; halbuki her şey ona ilişir, onu müteessir ve müteellim eder. Hem gayet acizdir; halbuki belaları ve düşmanları pek çoktur. Hem gayet fakirdir; halbuki ihtiyācâtı pek ziyadedir. Hem tembel ve iktidarsızdır; halbuki ha- yatın tekälifi gavet ağırdır. Hem insaniyet onu kâinatla alākadar etmiştir: halbuki sevdiği, unsiyet ettiği şeylerin zeval ve firakı mütemadiyen onu incitiyor. Hem akıl ona yüksek maksatlar ve bāki meyveler gösteriyor; hålbuki eli kısa, ömrü kısa, iktidan kısa, sabrı kısadır
Bir tek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba yirmiüç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarfeden ve o uzun hayat-ı ebediyeye bir tek saatini sarfetmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilaf-ı akıl hareket eder.
Reklam
Evet, nimette kendinden yukarıya bakıp şekva etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Ve musibette herkesin hakkı, kendinden musibet noktasında daha yukarı olanlara bakmaktır ki şükretsin. Bu sır bazı risalelerde bir temsil ile izah edilmiş. İcmali şudur ki: Bir zat, bir bîçareyi, bir minarenin başına çıkarıyor. Minarenin her basamağında ayrı ayrı
Hem Risalet-ün Nur, sair ülemanın eserleri gibi, yalnız aklın ayağı ve nazarıyla ders vermez ve evliya misillü yalnız kalbin keşf ü zevkiyle hareket etmiyor; belki akıl ve kalbin ittihad ve imtizacı ve ruh vesair letaifin teavünü ayağıyla hareket ederek evc-i a'lâya uçar; taarruz eden felsefenin değil ayağı, belki gözü yetişmediği yerlere çıkar; hakaik-i imaniyeyi kör gözüne de gösterir.
مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ . Demek bu dünyevî, küçücük ve sönük akıl gözüyle o büyük cehennem görülmez.
Risale-i Nur'un gıda ve taam hükmündeki hakikatlarından hem akıl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his hisselerini alabilir..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.