Böyle bir duyguyu içimde saklı tuttuğumu söylemekten çekinmeyeceğim. Ama söylemek neye yarar? Kimi zaman elimizde olmayan şeyler vardır... belki de çokça vardır. Kim bilir?
Eski olanı seçtim hep, ben eski olanı yakın buldum kendime, incinmiş olanda bir derinlik, kırılmışta bir incelik sezdim hep. Bu yüzden kırılmayı hoş saydım, hoş baktım kırılmaya hep. Garîp kalmayı insanlar arasında, garîpsenmeyi çokça, garîplerle anılmayı sevdim; sevdim ben aksayarak yürümeyi, belimi bükmeyi, boynumu eğmeyi, sesimi kesmeyi, bakışlarımı yerde gezdirmeyi, hiç görülmemeyi, bilinmemeyi, gülümsemekle yetinip, gözyaşımla yıkamayı gecelerimi ve dertlerimi sevebilmeyi sevdim.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu Meclis'e
mektuplar gönderdi:
Tarım üretim sürecinde çiftçiyi kendi ürettiği üründen tohumluğunu ayırıp kullanmaktan alıkoyarsanız, işte o zaman çiftçiyi çiftçi olmaktan çıkarırsınız. Tohuma kimi sahip kılar iseniz onu çiftçiye de sahip kılarsınız... Evet, sayı milletvekilleri gelin güzel ülkemizi çokuluslu şirketlerin deneme tahtası yapmayın."
ihsânı bol olana sevdalıyken,
insana dair her şey
ne kadar da az görünüyor gözüme.
verseler verseler
ne kadar verirler Şirâze?
verirken kaç ölçer,
kaç biçerler?