Böyle bir duyguyu içimde saklı tuttuğumu söylemekten çekinmeyeceğim. Ama söylemek neye yarar? Kimi zaman elimizde olmayan şeyler vardır... belki de çokça vardır. Kim bilir?
"... birbirinden çok farklı görünen hayatlar bile aslında bir yerde hep aynıdır. Başkalarınca tutulmuş günlükler, yazılmış mektuplar, okuyana hep bu hakikati anlatır; önündeki karanlığa cılız da olsa tanıdık bir ışık huzmesi bırakır."
Bak bence tutkular gemimizin yelkenleridir.
20 yaşında olan biri duygusuna büsbütün kaptırır kendini, yelkenlerini fazla şişirir, gemisi su alır ve batar ya da çıkar.
Oysa direğine ihtiras yelkenini serip de hayat denizinde kazasız belasız, batıp çıkmadan ilerleyen adam gider gider de bakar ki sonunda olmayacak durumla karşılaşır, o zaman da yelkenim bana yetmedi demek zorunda kalır, daha bir metre kare yelken edinmek için varımı yoğumu verirdim, der. Ama bulamaz aradığını ve umutsuzluk içindedir.
İşte o zaman başka bir güçten de faydalanabileceği aklına gelir; o güne dek hor gördüğü, sintinede saklı kalan başka bir yelkeni kullanmak aklına gelir. O yelken kurtarır onu. "Aşk" yelkeni onu kurtaracaktır ama onu açmazsa, varamayacaktır ereğe.
Bugünkü mektubun çok üzüntülü ve her şeyden önemlisi, acısı öylesine içinde saklı ki, kendimi tamamen dışlanmış hissediyorum. Odamdan çıkmam gerektiğinde merdiveni iniyor, sonra gerisingeri yukarı çıkıyorum; sırf tekrar orada olmak ve masamın üzerinde o telgrafı bulmak için: "Ben de cumartesi günü Gmünd'de olacağım."
Edebiyat mesleğinin en önemli özelliği belki de meslek sahipleri için en büyük karşılığının, icrasının kendisinde saklı olmasıdır, öyle ki bu karşılık eserin sağlayacağı başarılardan çok, ama çok daha değerlidir.
Benim zihnim çıkmazda. Çıkmazda değil de sanırım. Darboğazda. Hiçbir şey yazamıyorum. Günlük hayat yıpratıyor beni, içimde saklı duran şeyi yaşamak pahasına harcamıyacağım elbet.
Edebiyat mesleğinin en önemli özelliği belki de meslek sahipleri için en büyük karşılığının, icrasının kendisinde saklı olmasıdır, öyle ki bu karşılık eserin sağlayacağı başarılardan çok, ama çok daha değerlidir. Edebiyat mesleği konusundaki nice muğlak fikrimin arasında durabileceğim yegâne fikirden biridir bu: Yazar, yazmanın başına gelmiş, gelebilecek en harika şey olduğunu yüreğinde hisseder, zira yazarlık sayesinde hayatını son derece keyifli bir biçimde kazanabilir, dahası yazdıkları aracılığıyla toplumsal, siyasi veya ekonomik karşılıklar edinebilir.
ölene kadar biz
deşecekler her yerimizi tank, tüfek, süngülerle
olsun, varsın olsun be iki gözüm, şah damarım
kahrımız talan edecek tohumlarını
bekle sen ey İbrahim'in nesli
iki secde arasına dualarımızı katık edeceğiz de
gün yüzü görmeyecekler