Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İNSAN'a Hatırlatılan...
- " (...) İNSAN, nisyan kelimesinden gelir, yani unutmak. Unutmak, saklamanın başka bir çeşididir.. Allah'a yakın olmanın, "hatırlamak" demek olduğunu, Allah Kur'an'da bizzat Resulü'nün şahsında, "O'na öğrettiklerimiz, hatırlattıklarımızdır" meâlinde bir Ayetle bildirmiştir. Mi'raç mucizesi ile Allah'ın Zatî yakınlığına mazhar BİRİCİK O hakkında yine: GÖRDÜKLERİNİ KALBİ YALANLAMADI."
Sayfa 16 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
MESERRET KAHVESİ...
- " (...) 12 Mayıs 1983... Üstadım, "karşısındakini habtetme" dediği, onu kendi mantığı içinde kelepçeleyip matetmeye misâl veriyor: Bir MESERRET KAHVESİ vardı, sonra pastahâne… Bir gün TARİHÇİ EMİN diye biri Nazım'a bir şey söyledi... (Sana 5 lira vereyim de...) Nazım kalakaldı. Ne de olsa içinde yaşadığı toplumun ahlâk ukdesi var. Ama nefs muhasebesi falan arama... Bir şey söylesin, "benim şahsiyetim bozuluyor!" der, kaçar."
Sayfa 17 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
GERONİMO!..
- " (…) Bu kelimenin lâkap olduğu meşhur kişi, Amerika'da beyazlara karşı destanlık bir mücadele veren son Kızılderili, asıl ismi GOKHLAYEH (Esneyen adam) olan biridir... Eşi, annesi ve üç çocuğunun, o evde bulunmadığı sırada beyazlar tarafından katledilen bu Kızılderili reisi, çatışmalarından birinde, bir aziz kabul edilen "Saint Jerome" adına düzenlenen anma gününde bastığı Kuskiyeh isimli bir kasabada, bütün beyazları öldürmüştür. Lâkabının buradan geldiği söyleniyor. Efsaneleşmiş ve haysiyet, cesaret, boyun eğmez tabiatıyla, hürriyet sembolü olmuş bir kişi... Geronimo'nun aslında bir şef değil, bir şaman olduğu da rivayet ediliyor. Sadece askerî değil, aynı zamanda bilgili bir ruhanî liderdi..."
Sayfa 20 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
MÜZ-RİT-MİT ve HAYAL...
Bir şeyin zihinde cisimleşen sureti... Sessizlik ve sükûna bile şahsiyet vererek ona biçtiği formla cisimlendiren hayâl, bu niteliği ile belli ki, surette tecelli ile bilinen, sanki elbise görünüşüyle açığa çıkan bir kumaş: Zihinde. Onu, en ihata edici ve insan şuuruna muhatap varlıkların cümlesinin özü ve aslı olarak tanıyoruz, biliyoruz.
Sayfa 22 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
GERENİMO ve USAME...
- " (…) Hayâle "form-şekil" imkânı vermeye dair, nesneler dünyasının sanatçıya sağladığı: "İtalyan Ressam Cêzanne'in elma resimleri yapması, elmayı çok sevdiğinden değil, resim için ona sağladığı imkândandır!"... "Gerenimo" Goyathlay, 1829-1909 yılları arasında yaşamış bir sembol şahıs. Bizim tarikimizde II.
Sayfa 25 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
bırak haksıza boyun eğeni sıcak odalardan seyretsin soğuktan ciğeri delinenleri açları, çıplakları unutsun ipe çekilenleri kurşunlananları... malı azalmasın onun teni incinmesin tek bırak karışmayıp seyredeni candan geçen gelsin safımıza kavga kaçkını fistan giysin dolaşsın gizli inançsız için değil kılıçların gölgesindeki yer moro dağları gibi dik
Reklam
moro dağlarında başkaldıranlar onlar, bu mânâyı yaşatanlar çölde susuz, nasıl yürürse suya öylesine bir akıştır bizimki kararlı inançlı inatçı ister bozkır olsun, ister çöl ister yemyeşil vadi senin vatanın benim vatanım özüm sen oradan kıracaksın zinciri ben Bur adam bir gün mutlaka kavuşacak ellerimiz her şey aydınlığa çıkmak için her şey "mutlak bir" için...
HEREDOT...
- " (…)Tarihe başlarken gayem, insan elinden çıkan işlerin zamanla silinmemesi; ve bazı Yunanlı, bazı da yabancılar tarafından vücuda getirilen büyük ve harikulâde vakaların şahidsiz kalmaması, hususiyle onları harbe tutuşturan sebebin karanlığa karışmaması için, sözleri uzaklara götüreceğim... Bu sözler Tarih mefhumunu kuran, ilk, hakiki ve mazbut Yunan nesrinin baş örneği kabul edilen, "Tarih'in Babası" HEREDOT'a âit. M.Ö.480'de Halikarnas'ta doğdu, ölümü M.Ö.425'te Yunan müstemlekesi Sybaris-Thrurii şehrinde(?)… Heredot'un eseri, 9 parçalık bir bütünden ibarettir. Atinalılar, her biri bir kitap teşkil eden bu parçalara bir MÜZ'ün adını verdiler; bunun sebebi, eserlerindeki çifte mahiyeti sezmelerinden ileri geldiği kadar, ŞİİR ile İLİM arasındaki kardeşliği de belirtmektedir. Bu bakımdan, iyi bir tarihçi vasfı, dünyanın her yerinde ancak Heredot'a kıyasen bir tarife vardırılmıştır... MÜZ'lerin her biri ayrı mevzular içinde olsalar da, zirvede sanat-şiir, bu bakımdan Heredot'un eser bütününe âit her parçaya bir ŞİİR PERİSİ'nin ismi verilmiştir; Heredot'un şiirle ilmi birleştirdiği ifâde için. "Hakikaten Heredot'ta belki aynı idrak cevherinin başka başka metotlar hâlinde tecellisi demek olan şiirle ilmin imtizaç ettiğini görürüz. Bu bakımdan Heredot, ilmi sanat hâlinde temsil etmiş, ilk büyük tarih sanatkarıdır."
Sayfa 26 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
ŞEYT:
Yanmak. Kaynamak. Helâk olmak. Muhyiddin-i Arabî Hazretleri: Hakk ilmi denizine dalan HAYRET EHLİ, su içinde ateşe girdiler. Müslümanlar hakkında âyette, "Denizler tutuştuğu vakit" buyurulmuştur. Bu durum içinde olanlar, kendilerine Allah'tan başka yol bulamadılar, Allah da onların yardımcısı oldu; ebediyen Allah'ta helâk ve fenaya erdiler, fâni oldular...
MUVAZZAH:
- " (...) Açıklanmış. İzâhı yapılmış. Açık, anlaşılır şekilde. Kabiliyet: Dıştan gelen tesirleri fark etme gücü. İstidat, anlayış. Kabul edici yüksek bir kuvvete mâlik olmak. Mümtehine: İmtihan olunan kadın. (Kadın, dişi mânâda insanın nefsidir... Üstadım'dan bir noktalama: -Kadından kendisinde olmayanı isteriz, -Hasret yerinde kalır ve biz çeker gideriz!)
Sayfa 37 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ATOMCULUK...
- " (…) Atomculukla ilgili Eski Yunan görüşleri, cevherlerin nasıl değişebileceğini ve Yunanlılar'ın aslında bir olduğunun düşündükleri bir dünyada, çok sayıda cevherin nasıl olabileceğini açıklama çabasından doğan felsefî düşüncelerdi. (…) Plato ve Aristo zamanında bile ATOMCULUK bazı şeyleri açıklamada yetersiz görünüyordu. Özellikle Aristo, onun, tabiattaki çeşitliliği açıklayamadığını düşünüyordu; bilhassa biyolojik seviyedeki düzen söz konusu olduğunda. Ayrıca ATOMCULUK, insanın gaye ve varoluş sebebini de tatmin edici bir açıklama vermiyordu. 19.yüzyılın sonlarına ve 20.yüzyılın başlarında, basit atomik teoremle ilgili meseleleri ilmin kendisi dile getirmeye başladı. (…) Elektrik, atomun önemli elemanlarından biri olan elektronların akışıdır. Atomlar radyoaktif "bozunma" işlemi ile parçacıklar yayarlar ve daha basit atomlara bölünürler; atom altı parçacıklara. Einstein'ın ÖZEL İZAFİYET teorisi, madde ve enerjinin birbirine dönüşebileceğini ispatlamıştır ve buna paralel olarak KUVANTUM TEOREMİ de, bazı şartlarda parçacık, bazı şartlarda dalga gibi davranan varlıkların mevcut olduğunu keşfetmiştir... Mesele şudur: Canlılık seviyesinde KUVANTUM, bunun nasıl olduğunu açıklamıyor. Bu hususu vurgulayan da, çağdaş biyoloji."
Sayfa 48 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
TASAVVUF VE HİKEMİYAT...
- " (…) Allah'ın birliği hususunda, O'nun marifetine ulaşma yolcuları, bilindiği üzere iki farklı anlayış esası vazetmişlerdir: Vahdet-i Vücut ve Vahdet-i Şühud… Beş duyu ile idrak ve beş duyu özelliklerinin "akıl" ile alâkasının olmaması gibi, ruha âit işlerinde akılla anlaşılması mümkün değildir. Rengi gözle görüyoruz, acı ve tatlıyı dille idrak ediyoruz; bunun yanında, akılla ilgisi olmayan hüzün ve sevinç gibi bazı hâllerimiz-hani bir sebebe bağlayamadığımız..."
Sayfa 49 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.