"...II. yüzyılda Yunanlı filozof Lukianos Samosatos’un bir dialogunda İskit’lerin bu âdeti bahis konusu edilmektedir. Bu dialog’da İskit’li Toksaris ile Yunanlı Mnisippos arasında şöyle muhavere cereyan ediyor:
Mnisippos: Siz İskit’ler Orest ile Pilad’in ölülerine kurban sunuyor ve onları tanrı sanıyorsunuz. Toksaris, sen buna ne diyorsun?
Toksaris: Kurban sunuyoruz, fakat onları tanrı değil, ancak iyi insanlar sayarız.
Minisippos: Demek ki siz iyi insanlara ölümlerinden sonra, tanrılara yapıldığı gibi, kurbanlar sunuyorsunuz.
Toksaris: Yalnız bu değil, biz onların şerefine bayramlar ve muhteşem toplantılar yaparız.
Minisippos: Siz ölülerden ne istiyorsunuz? Madem ki bunlar ölülerdir, muhakkak ki teveccüh ve iltifatlarını kazanmak için kurban sunmuyorsunuz?
Toksaris: Ölülerin bize teveccühleri olsaydı, hiç de fena olmazdı. Fakat biz, iyi adamları hatırlamanın yaşayanlar için faydalı olduğunu tahmin ediyoruz. Bundan dolayıdır ki ölüleri sayarız. Biz şöyle düşünüyoruz: ölüleri anarsak bir çoklarımız onlar gibi olmağa çalışacaklardır.
Lukianos’un, Yunanlı ile İskit arasında yaptırdığı bu konuşma, kendisinin felsefî bir görüşünü ifade için olsa bile dikkati çekmektedir."
Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Türk Tarih Kurumu Basımevi 1986, s. 190.