Hayattan beklentisi olmayan insan ölmüş insandır bizi insan yapan ve tüm ıstıraplara rağmen yaşama umudunu her daim içimizde tutan şüphesizki bir beklentimiz her daim vardır.
İnsanın hayata ıstıraplara rağmen nasıl psikolojisini sağlam tutabileceği bunlara göğüs gereceği bir formulü yazar toplama kampı hikayesinde anlatmış gayet akıcı güzel bir kitap.
Psikolojiye ilgisi olanlar ve psikolojik rahatsızlıkların tıbbi terimlerini azda olsa öğrenmek isteyenler için müthiş bir kitap. Hikayelerin hepsi gerçek yaşanmış hikayelerdir kitabı okurken bir çok psikolojik rahatsızlık terimleri ve tedavileri hakkında bilgi edindim notlar aldım.
İçerisinde 6 farklı hikaye var hepsi birbirinden farklı olsada ana konuları aynı ve şöyle; kötülük yapan kötülük bulur iyi yaşayan iyilik yapan insan daima karşılığını iyilikle alır. Bir hikaye bir tık farklı o da şöyle; insana aslında şu kısacık dünya hayatında 3 arşınlık toprak yetecekken aç gözünün bir türlü toprağa doymaması.
Gerçekten ölmesine bir gün kalmış birinin neler hissettiğini neler yaşadığını kılcal damarlarınıza kadar sokuyor kitap. Okurken kitap okuyucuya öyle bir istemsiz empati yaptırıyorki kitap bittikten sonra sizin idam saatiniz olacağını sanarcasına kitabın nasıl başlayıp bittiğini anlamıyorsunuz
Gerçekten insanın en uç noktalarına değinen bir kitap. Zweig kendisi intahar düşünceleri içerisindeyken intihar etmeden önce yazmış olduğu bu kitapta aslında katlanılamaz toplum baskısı ve acıların sonucunu intihara bağlaştırmış. Aslında kendi içerisinde intihar düşüncelerini bu kitaba yansıtmış ve şu an günümüzde çoğu kişinin intihar etme düşüncesine sebep olan işte tamda bu kitapta geçen hikayelerle aynı düzlükte diyebiliz.
İnsanın bedenine değil ruhuna yapılan işkence iç dünyasındaki bir siyah ve bir beyazın çatışmasını ve aslında sonsuzluğun dışarıda değil kendi içimizde olduğunun bu sonsuzluğa giden yol ise kendimizi sınırlamamızdan geçtiğinin bir anlatısıdır.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,7bin okunma
Şimdiki zamana, özellikle gençlik zamanı arkadaş ilişkilerine müthiş vurgular yapan bir hayat hikayesidir.
Soylu ve soysuz ayrımı para ile mi bilgi ile mi yoksa şimdiki zamanda olduğu gibi kaliteli giyinen insanlar soylumudur ?
Kitabın bir akışkanlığı yok daldan dala atlıyor yarıda okumayı kesme kararı alsamda yinede sonunu merak ederek sabrettim. Aslında sevdiğinden ayrılmış ve tekrar sevdiğine kavuşma heyacanı yaşayan bir insanın iç dünyasındaki karmaşıklığını anlatıyor kitap. Fakat bu iç dünyasındaki karmaşıklığı bir karmaşıklık psikolojisine dayalı olarak anlatıyor ve en önemlisi ise sevdiğine hiç kavuşamayacağını bile bile bekliyor..
Deli sandığımız insanların dışını sadece deli sanarız öyle değil mi halbuki içi deli olup dışı akıllı insanlara saygı duymaktan diğerlerini es geçmişiz..
Bir kralın veya bir kraliçenin yarın dövülerek bulaşık yıkıyabileceğinin en olası anlatısıdır bu kitap. Özellikle günümüz ünlüleri ve zenginlerinin okuması gereken bir kitaptır.