Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Samsara/ Nazlı Akın
Ah evladım, vah evladım, ne derler? Konuşur bu insanlar! Ağlama, gülme, kardan kadın ol, erime! Bacaklarımın arası buz gibi, karlar kraliçesiyim şimdi. Dik dur ki anlasınlar, yaralayamaz seni acılar. Dokuz ay boyunca dik durabilen üç kişiye; iğne, iplik, kurdele seti hediye. Ne duruyorsun, zarını diksene! Yırtıldıkça dik ki, anlasınlar, hakkında konuşamaz bu değnek kafalılar! Evet, evet buz gibi! Karlar kraliçesiyim şimdi! Diz boyu karda, üşüyor ölüler toprağın altında. Pencereden kar geliyor aman annem, gurbet bana zor geliyor aman annem! Basamaklardan mezarlığa iniyorum, toprağı tekmeleyen bir ölü. Anasının karnını tekmeleyen bebek gibi tekmeliyor kefeni. Toprak kızarmış hamur gibi kabarıyor, ölü oradan çıkmak istiyor. Mezarlıktan çıkıyorum, beton kuleye giriyorum. Bir cadı, sivri burunlu, çirkin. Yaşı da hayli geçkin,
Yanıt, mazeret, insanlar için de tanrılar için olanın aynısıdır. İyi ya da şer, der bilgeler, Samsara'ya ait olduğundan hiçbir şey ifade etmez. İnsanoğlunun belleğinin erişebildiğince onu eğitmiş olan bilgelere kulak verin. Kulak verin, ama bilgelerin sözünü etmedikleri bir şeyi de unutmayın. O şey 'güzellik'tir; sadece bir sözcük... Ama sözcüğün ardına bakın ve Adsız'ın yolunu düşünün. Peki Adsız Olan'ın yolu nedir? Bu Düş Yolu'dur. Ve Adsız niçin düş kurar? Bu, Samsara'nın içinde var olanlar için meçhuldür. Öyleyse şunu sorun: Adsız'ın düşlediği nedir?
Reklam
Hindistan mitoloji doğuran bölgesinin aniden ortaya çıkan önde gelen öğeleri arasında şunları sayabiliriz: yılan, tropik bitki yetiştiricilerin ilkel proto-neolitik canavar yılanından geliştirilmiştir; yogi, şamanlığın vecd teknik ve deneyimlerinin çok geliştirilmiş biçimidir; tanrıça, Akdeniz bölgesinden ne yolla alınıp ne dereceye kadar değiştirilmiş olduğunu söyleyemiyoruz ve kutsal birleşmenin ilkel simgesi olarak, dünyanın her yerinde aynı zamanda geliştirilip kullanılan soyut cinsel birleşme simgeleri (lingam ve yoni) Alıntılanan öğeler ve düşünceler arasında ise elbette yazı, mühür sanatı, çok renkli çömlekçilik, tekerlekli araçlar, metal işleyiciliği, tahıl tarımı, hayvancılık, şehir düşüncesi ve muhtemelen hiyeratik şehir devleti bulunuyordu. Kuşkuya yer bırakmayacak biçimde, Hindistan’da görülen daha sonraki dönemlere ait görev (dharma) ve yeniden doğum çevrimi (samsara), tanrılar şehrinin bulunduğu kozmik dağ, acıların yeraltı dünyası ve kutsamanın gök dünyası, güneş ve ay hanedanları ve kutsal kral katli Mezopotamya’dan alınmıştır. Lingam ve yoni’nin hayvan eşdeğerleri boğa ve inek de aynı durumdadır. Fakat bütün bunlara karakteristik bir nitelik kazandırılmıştır, yerli Hint etkisini tanımamak olanaksızdır.
Adsız’ın düşlediği nedir? "Bizim de birer parçası olduğumuz Adsız, şekli düşler. Herhangi bir biçimin sahip olabileceği en üstün vasıf nedir? Güzelliktir bu. Demek ki, Adsız, bir sanatçıdır. Dolayısıyla sorun iyilik ya da şer değil, bir estetik sorunudur. Düşçüler arasında şer ya da çirkinliğiyle güçlü bilinenlere karşı savaşmak, bilgelerin bize Samsara ya da Nirvana'nın şartlarıyla anlamsızca bellettikleri uğruna savaşmak değil, onu güzel kılacak ritmin ve amacın, dengenin ve antitezin bir düş içindeki simetrisini kurmak uğruna mücadele vermektir.
129 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Son derece güzel bir roman. Bosnalı Keşiş Pierre'in başından geçen olayları anlatıyor. İşlemediği bir suçtan dolayı İstanbul'da hapise giren Pierre, Uğursuz Avlu denen bu yerde Cemil ile tanışır. Zengin olan bu Cemil kafayı Cem Sultan'ın hayat hikayesi ile bozmuştur. Hapishane müdürü Karagöz Latif Ağa, Yahudi Hayim, kadın delisi Zaim gibi karakterlerin olduğu yerde aylarca hapis yatan Pierre, Akra'ya sürgüne gönderilir. Kitapta sürgündeki ve hapse düşmeden önceki dönemlerdeki hikayelerinden bahsediyor. Gövde, Değirmende, Kupa, Samsara Hanında gibi son derece güzel hikayeler var. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Uğursuz Avlu
Uğursuz Avluİvo Andriç · Ağaoğlu Yayınevi · 196446 okunma
Tanrı’nın Proust oxumadığını göz önünə alaraq, bu dünya ile bağlı böyük əksikliyin olduğunu düşünürəm. Hər şeyi dərk etməyin, büyük bir ərmağan olduğunu hesab edirdim. Bir müddətdir ki, düşünürəm, görəsən valideyinlərim hansı pozisiyada sevişdilər ki, dünyaya və özümə olan yadlığımı meydana çıxardı. Kiməsə bənzəmək üçün mübarizə aparmağınıza gərək yoxdu, təbiətinizə qarşı gələn söyləmlərlə gerçəkliyin və hissetmənin ötəsinə keçə bilmirik. Sevişdikdən sonra nə danışdılar, nə hissetdilər bilmirəm fəqət bu qədər sevgidən və vicdandan yoxsul varlığın eyni ölkədə toplanmasını qəbul edə bilmirəm. Zehnimdəki bir sarılma ve bağırmayla qoxumdan darıxdığımın fərqinə varıram. Eşq, zamanı geriyə qaytarmağın imkansız olduğu bir aldadılma şəklidir, buna görə biz oradaykən yoxdur. Onu tapmaq üçün mədə bulandıran gözəlliklərlə bəzənirik və kəbullanırıq lakin bundan danışmırıq. İnsan ana və atasıyla sevgili olmağa çalışdıqca qrup seks tədirginliyi ilə yaşamağa davam edir. Kimlərinsə gizlədikləri və zamanla böyüyən bir Samsara çiçəyi kimi özümüzü öldürmək üçün günəşi bağlayırıq. Buna görə də var oluşun ən gözəl anlamı, özümüzü bir başqasında tanıdıqca onları öldürdü, çünki tükənən hər şeyə mərsiyə qoşaraq, sevməyi öyrəndik. Əksik, tamdan daha çoximiş.
Reklam
Bodhisattva
Bir bodhisattva ya zaten aydınlanmaya erişmiş ya da aydınlanmaya erişmeye hazır olan, ancak nihai aydınlanışını hisse sahip tüm varlıkları korumak için yeniden samsara döngürsüne girerek erteleyen kişidir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Tek bir düşünce bile olmadığında, gökyüzün bütün bulutlardan arındığında, o zaman güneş parlar. Normalde o kadar çok düşünce, arzu, hırs, hayal bulutlarıyla kaplıyız ki, güneş parlayamaz. O, karanlık bulutların arkasına saklanır: Arzu bir buluttur, düşünce bir buluttur, hayal etmek bir buluttur ve kişi ne olduğunu bilmek için bulutsuz
Sayfa 123 - Ganj YayıneviKitabı okudu
263 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.