Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O Eski Hücreye Benzer Ki
Ziya-yı şemse kapanmış bütün deriçeleri Bir öyle hücreye benzer ki ömrümün kederi. Gubar-ı ye's ü fena sinmiş orda elvana Emel, heves bırakılmış sükut u nisyana. Bütün hadayık-ı histen o toplanan ezhar Uyur mekaabir-i minada bi-ümid-i bahar. Bu penbe gül, bu gül ağır ağır erimiş Üzerlerinde değiştikçe her mükedder kış. Ocak harab ü tehi, lamba kimsesiz, a'ma Bu samt-ı haste eder hüzn ü uzleti ima. Soluk cidara asılmış, durur garik-i melal O çehreler ki uyur gözlerinde eski hayal... O eski hücreye benzer ki ömrümün kederi Çekilmiş ufk-ı teselliye karşı perdeleri...
Miyah-ı râkide-i samt ü hâb içinde akar, Biri bir erganun-i eb'adı Dinliyor, gölgelerde ser-be-zemin. Biri altın gözüyle, gûyâ ki Sana ey kalb-i mübhem ü baki "Gel"diyor. Lâkin İniyor İşte leylin zalâm-ı bidâdı....
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: “Arkadaşının kusurlarını hatırlayıp onlar üzerinden gıybet edeceğine, hemen kendi kusurlarını hatırla ve onları düzeltmeye çalış!” [İbn Ebi’d-Dünya, es-Samt ve Âdabü’l-Lisan, I, 130
Heyhât, serâb-ı şauka döndün... Karşımda parıldamanla söndün... Kimden sorayım ki nerde dilber? Makber gibi samt içinde her yer.
Hep samt ü râşe saklı bu vâdi-i muzlimin Her hatvesinde şüpheli bir hufre, bir kemîn Hep samt ü râşe... Kaynaşıyor canlı gölgeler Bir mahşer-i cünun gibi pürcûş u bîhaber.
Sayfa 87 - Tevfik FikretKitabı okudu
309 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.