Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
No panic
-Şuranda birazcık dert kalmış. Orası değil ya biraz sağ, azıcık yukarı, heh işte tam orada. -Geçti mi? -Hayır, dur ya ben alayım. -Olmaz Tolga! -Neden, ne olacak? -Çünkü o zaman dert sana geçmiş olur. -Canım o sendeyken dert. Bana geçince benimkilerin arasında belli olmayacak kadar küçük ve yitik kalacak. -Yine abartmıyor musun? Biraz daha
KUTÜLAMARE ZAFERİ - 29 Nisan 1916- Türk'ün bu büyük zaferi bambaşka, Kutülamare ’de geldik biz aşka. Güvendik Süleyman Askeri Beye, Varıyor Beyim Kutülamare’ye.
Reklam
Aliye
İpsiz sapsız bir yer burası. Ama insanları öyle değil. Görülmeyen iplerle birbirlerine bağlanmış gibi hepsi sanki. Nereye çekersen iplerini, hepsi birden oraya hareket ediyorlar... İplerinin başındaysa televizyon kutularıyla bastırılmış, son kullanma tarihleri geçmiş kokuşmuş zihniyetler var. Karşıdan karşıya dahi üç kere sağa bakıp geçerler yani,
Çok tuhaf zamanlar geçiriyorum.
Mutsuz değilim, fakat mutlu hiç değilim. Sanki evime misafir gelmiş de, bana iyilik olsun diye bulaşık makinasını boşaltmış, fakat her şeyi yanlış yere koymuş gibi. Ben ondan boşaltmasını istemedim üstelik. Hiç ellemese daha çok yardımcı olacaktı. Niye elledi ki? Şimdi onun gitmesini bekliyorum sessizce. O gidince hepsinin yerini değiştireceğim. Çünkü olmadı, yapamadı. İşte böyle bir anlamsızlık içindeyim. Biri bana istemediğim bir iyilik yapmış ve hayatımı daha da karıştırmış gibi.
HEW
İçimde sen varsın Yokluğun, aman var olmasin Kalemim sana ait Gidişin bu nasıl bir vakit Yazsam sanki anlayacaklar Seni anlamak, ah imkansızlıklar Neyse gitme Gidersen gülüşünü kaybetme Bulmak yıllarımı aldı Unutmam imkansızdı İnsanlar bilecek ya da bilmeyecek Bendeki sen bitip bitip yeşerecek Gözlerinin yanında iki ben Sayfalarca şiirim de sen Satırlarım bitti, sen hala gitmedin Bugün çarşamba, uyumak sende güzel biliyor musun?
"Birini son kez gördüğünü bilemiyorsun ya hani. Ne acayip bi' duygu di mi ? Bildiğini düşünsene. Son kez görüyorsun ve son kez gördüğünü biliyorsun. Bilmemen daha iyi belki de. Bırakamazsın ki onu. Mümkün değil. Yakasına yapışırsın. Sanki hayatının yakasına yapışıyormuş gibi. Yapışırsın yakasına, gitmesine izin vermezsin." "Ben en son bu bahçede gördüm, bana gelmişti.. Terlikleriyle." Leyla ile Mecnun 5.sezon Finali
Reklam
Çok tuhaf zamanlar geçiyorum. Mutlu değilim, fakat mutsuz hiç değilim. Sanki evime misafir gelmiş de, bana iyilik olsun diye bulaşık makinesini boşaltmış, fakat her şeyi yanlış yere koymuş gibi. Ben ondan boşaltmasını istemedim üstelik. Hiç ellemese daha çok yardımcı olacaktı. Niye elledi ki? Şimdi onun gitmesini bekliyorum sessizce. O gidince hepsinin yerini değiştireceğim. Çünkü olmadı, yapamadı. İşte böyle bir anlamsızlık içindeyim. Biri bana istemediğim bir iyilik yapmış ve hayatımı daha da karıştırmış gibi.
Bir Çıkmaz Sokakta
Ne kadar dönüp dolaşsam, yine de Hep o çıkmaz sokaktayım çaresiz Bir umut kırıntısı gözlerimde Yürüyorum durmadan, dalgın, sessiz Sokak o sokak, bense ben değilim Sanki bin yıllar geçmiş aradan Boşlukta bir şeyler arıyor elim
İçimde ki kıyameti nasıl anlatsam bilmiyorum...
"Hani bazen söyleyecek çok sözün olur da, bakarsın şöyle bir etrafına ve sonra yutkunarak, 'ben kime neyi anlatmaya çalışıyorum diye susarsın ya. Hani konuşsan yanlış, sussan yalnız insan olursun ya. Hani ne haliniz varsa görün' diyerek haykırıp çekip gitmek istersin ya, hem de hiç dönmemek üzere. İşte o hallerden birindeyim. Gördüklerim, yaşadıklarım, hissetiklerim tahammül sınırlarımı çoktan aştı. Ya insanlar bende çok yanlış yerde ya da ben bu dünyanın çok yanlış yerindeyim..." İçim dışım sanki eski bir ev gibi. Bakanım çok olsada halimden anlayan yok. Güya kalbimin üstünde vefa varmış çekip gidenlerden yadigâr. Herkesle hançer gibiyim de kendimle adım çıkmış sanki. Kıpırdamadan izliyorum artık olup biteni. "Dünya bensiz de dünyaydı darılmadım" diyor ya şairin biri, tamda bu durumdayım. Daralmıyor, dayanıyorum artık. Vesselâm...
2023 Haziran..
Öylesine bir gündü, yeni değil de sanki geçmiş günlerden biriydi, öyle gibiydi.. Kaç gece yalnızlık sancısyla kıvranıp durmuştum. Öyle acımaszdı ki geceler, gökteki yıldızlar yüreğime atılan birer taş gibi gelmiştti bana.. Yine de herşeye değerdi bekleyişim.. Bütün yollar sana çıkıyordu ama ben asıl senin yolunun benimkiyle kesişmesini bekliyordum.. Aylar geçti hep vardn ama bir tek o an yanımdaydın.. Biraz yabancıydın bana, biraz da tanıdık. Şaşkındık, şaşkınlığmız çok fazla yanıyordu yüzümüze.. Göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı.. Bir bakıştan bin anlam çıkarmak buna denirdi işte.. Yüzümüzde birbirimize ait izler arıyorduk bakarken.. Ne çok duymuştum sesini ama sanki ilk kez konuşuyordun.. İlk kez söylediğin cümleler sahibiyle bütünleşiyordu.. Düştükçe gülüşün yüzüne, sessiz olan her şey konuştu içimde.. Yine de sözler bir türlü çıkmıyordu ağzımdan.. Oysa boynuna sarılıp 'Sen aylardır beklenen, sen yıllardır özlenensin..' demek istiyordum..!
Reklam
Belki de bir arkadaşa ihtiyaç duymadığım için arkadaşım yoktu. Belki de insanları kendimden uzaklaştırmakta çok ustalaştım. Ama ben bu yalnızlıkta boğuluyorum. Evet. Sürekli susmak yoruyormu diye sorsalar, yoruyor derim. Derin bir sessizlik. Sürekli sessizlik. Yalnızlığın dibiydi işte. Sanırım arkadaşa ihityacım vardı. Ama ben unuttum. İnsanlarla iletişim kurmayı unuttum. Dertlerimi anlatabilmeyi, onları dinlemeyi unuttum. Sanki doğduğumdan beri yalnızdım. Sanki. Sanki bu yalnızlık benim zaten hakiki arkadaşımdı. Öylesine sessizlik. Dünya yokmuş gibi. Bu dünyada ses diye bir şey hiç yokmuş gibi. Tüm dünya kaybolmuş gibi..
39’luk Esmerim
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.) -Geldim bekle! -Benim ben! (Kapı açılır.) -Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey. -Bütün gün bu anı bekliyorum. -Hm. Hangi anı? -Evime geldiğim anı yavrum? -Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan. -Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken
28.04.2019
9 saat derse girmiştim, 500 tane öğrencinin nöbetini tutmuştum. Belki abartılı gelecek ama kirpiklerime kadar yorulmuştum. Telefonumun şarji okuldayken ilk defa o gün bitmişti. Köyün son aracına yetişip eve gelmiştim. Sabah 7'de çıktığım evden akşam 19.00'da dönmüştüm. Saat 21.00'da arkadaşlarım kapımı çalmıştı. Söylediklerini ilk
Kalbimde ki şu kırıntı artık tamamen yok olsun istiyorum. Neden sürekli peşimde? Neden beni asla bırakmıyor geçmişim? Sanki bir daha hiç gitmeyecekmiş gibi.. Sanki artık gerçekten mutlu olamayakmışım gibi. Aslında hiç sevmem depresif insanları ama kendim 6 aydır kırık kalbimi iyileştirmeye çalışıyorum. Bir gün gerçekten bunu aşabilecekmişim gibi hissediyorum. Öbür gün de, bu kırgınlığın beni asla terk etmeyeceği hissine kapılıyorum. Bazen çok mutluyum, bazende çok üzgün. 1 dakika öncesinde nasıl içten güldüysem, 2 dakika sonra öylesine içten ağlayabiliyorum. Ben bu duygu geçişinden de hoşlanmam. Ama böyleyim işte.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.