(O esnada) hanımı (Sâre) ise (hizmet için perde arkasında) ayakta idi, (Lût kavminin helâkine ve eşinin korkusunun gidişine sevinerek) birden gülüverdi. Biz de onu (bu sevinçten daha büyük bir sürûra mazhar etmek için, onca yaşına rağmen kendisine ihsan edilecek) İshâk (isimli mübarek bir çocuk) ile, İshâk’ın ardından da Ya`kûb (nâmında bir torun) ile müjdeledik.
İbni Abbâs (Radıyallâhu anhümâ)dan rivayete göre; Lût kavmini helâk etmekle görevlendirilen Cibrîl, Mîkâîl ve İsrâf îl (Aleyhimüsselâm) çok güzel yüzlü delikanlılar şekline girip İbrâhîm (Aleyhisselâm)a uğradılar. O onları ilk başta tanıyamadı, zaten tanısaydı, meleklerin yemediklerini ve içmediklerini bildiği için onlara yemek sunmazdı ve onlardan korkmazdı. Onların yemediklerini görünce sebebini sordu, melekler: “Biz para vermediğimiz yemeği yemeyiz!” deyince o: “Onun bir bedeli var, o da başında Allâh’ınadını anacaksınız, sonunda da O’na hamdedeceksiniz!” dedi. O zaman Cibrîl (Aleyhisselâm), Mikâîl’(Aleyhisselâm)a bakarak: “Böyle bir kişiyi Rabbinin Halîl seçmesi çok yakışmış!” dedi. Sâre (Radıyallâhuanhâ) İbrâhîm (Aleyhisselâm)ın endişesinin gittiğini görünce sevinçten gülmeye başladı. İbrâhîm (Aleyhisselâm)ın Hâcer valideden onüç sene evvel İsmâ’îl adında bir oğlu olmuştu. Ama doksanlı yaşlarına varmış olmasına rağmen çocuk sahibi olamamış olan Sâre vâlide İshâk isimli bir oğlu olacağı müjdesini alınca hayretini gizleyemeyerek bunun nasıl olacağını sordu, daha sonraki âyet-î kerîmelerde beyan edildiği üzere ona bu işin mûcize kabîlinden olacağı bildirildi.
ATEŞLE OYNAMA
Senin yanında hiç olmadığım birine dönüşüyorum.
Duygularını unutma ama onların seni ele geçirmesine de izin verme.Onları sen ele geçir.
Hare abisi yüzünden çalıştığı barı soymuş kardeşi Sare ile birlikte memleketlerine kaçmışlardı.
Burada Hare çocukluk aşkı Engin in yanında hizmetçi olarak işe başlar.Engin doktor olmuş ve hasta dedesinin yanına ona bakmak için gelmiştir.
Peşlerine takılan barın sahibinin oğlu Doğu’ onları bulur ve kardeşi Sareyi kaçırır.
Hikayeleri bundan sonra başlamaktadır.
Engin ile Hare zamanla aralarında sınıf farklılığına rağmen birbirlerine aşık olurlar.
Ama arada enginin annesi vardır onları ayırmak için elinden geleni yapar.
Yanlış anlamalar, saklanan sırlar aralarının bozulmasına sebep olur.
Engin duyduklarından sonra Hare’yi affedecek mi?
Hare Aileye kendini kabul ettirebilecek mi?
Doğu peşlerini bırakıcak mı?
Okuyup öğrenin derim.
Ben kitabı çok beğendim oldukça kalın olmasına rağmen başladığım gibi bitirdim.
Akıcı anlaşılır bir dile yazılmış Film kıvamında bir kitap.
Aşk ne diye sorsalar,şiirlerden,şarkılardan cümleler söylemezdi...Aşkı bunlarla anlatmaya kalkmazdı.Aşk,yaşanmışlıktı...
Mın got Ware pirakamıney sare xwe bıda ser singa mın
Guh ser dılemında ku her kıt kıta xwe dıbe ka yaramın
Lı hesrata tera u lı xeyala tera xew nakawa çawemin
Her dem lı te haznakımsa bıla guhne mazlûma bıkawa hıstiye mın
Ez zanım ku tu wari teeey lı riyake duuur
Evina ta lı mın bıla bibe şir şakır u gıl u Nur
Ez heyrana wa çawe tayi belek u bıriye mina şur
Te kula eşka mem u zin lı min vakır dıleminda gır u kuhur
🌻🕊🌻
İbrahim gibi Sare (ishak peygamberin annesi) annemiz de mümine olması sebebiyle ateşe atılmak için soyulduğunda hayâsından ellerini göğsünün üzerine koymuş; bu, namazda kadınların bir sünneti haline gelmiştir.
Eşariler Resul ve Nebi arasında bir fark ayrımına giderek 'kadın' Nebilerin gönderildiğini, bunların da sayısının dört olduğunu belirtmişlerdir. Bu nebiler Hz. Havva, Sare, Hacer, Asiye ve Meryem'dir
Nuriye Çeleğen takdir ettiğim yazarlardan. Romanlarının birçoğunu okudum. Bir söyleşide sormuşlardı: “Aşk üzerine yazılmış hangi kitabı tavsiye edersiniz?” İki ayrı yazardan iki kitap söylemiştim. Sibel Eraslan’dan Çöl ve Deniz, Nuriye Çeleğen’den Aşk-ı Sükûn.
Aydos dağı sisten tüllenmiş. Ağaçlarda kalan son yapraklar eşliğinde, aklımda