Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şam kentinin dört büyük kapısı vardır... Kader kapısı ,Çöl geçidi... Felaket mağarası,Korku kalesi... Ey kervan,oralardan geçme, Ya da şarkı söleyerek geçmekten sakın. O sessizliği duydunmu? Kuşların ölmüş olduğunu, Ama yinede birşeyin kuş gibi cıvıldadığı O sessizliği...
Sayfa 245Kitabı okudu
Felaket mağarası, korku Kalesi...
Şam kentinin dört büyük kapısı vardır... Kader kapısı, çöl geçidi... Felaket mağarası,korku Kalesi... Ey kervan, oralardan geçme, Ya da şarkı söyleyerek geçmekten sakın. O sessizliği duydun mu? Kuşların ölmüş olduğunu, Ama yine de bir şeyin kuş gibi civildadığı O sessizliği...
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
Şam kentinin dört büyük kapısı vardır... Kader Kapısı, Çöl Geçidi, Felaket Mağarası, Korku Kalesi... Ey kervan, oralardan geçme, Ya da şarkı söyleyerek geçmekten sakın. O sessizliği duydun mu? Kuşların ölmüş olduğunu, Ama yine de bir şeyin kuş gibi cıvıldadığı O sessizliği...
Aşıkların adeti.!
… sanki ben buradan geçmesem bu gece böyle güzel inmez, bu şarkı böyle güzel söylenmezmiş gibi.
Sayfa 354 - TimaşKitabı okudu
‘Şam kentinin dört büyük kapısı vardır... Kader Kapısı, Çöl Geçidi, Felaket Mağarası, Korku Kalesi... Ey Kervan, bunlardan geçme, Ya da şarkı söyleyerek geçmekten sakın. O sessizliği duydun mu? Kuşların ötmüş olduğunu, Ama yine de bir şeyin kuş gibi cıvıldadığı O sessizliği...’
Reklam
"Şam kentinin dört büyük kapısı vardır... Kader kapısı, Çöl Geçidi, Felaket Mağarası, Korku Kalesi... Ey kervan, oralardan geçme, Ya da şarkı söyleyerek geçmekten sakın. O sessizliği duydun mu? Kuşların ölmüş olduğunu, Ama yine bir şeyin kuş gibi cıvıldadığı O sessizliği..."
Şam kentinin dört büyük kapısı vardır… Kader Kapısı, Çöl Geçidi, Felaket Mağarası, Korku Kalesi… Ey kervan, oralardan geçme, Ya da şarkı söyleyerek geçmekten sakın. O sessizliği duydun mu? Kuşların ölmüş olduğunu, Ama yine de bir şeyin kuş gibi cıvıldadığı O sessizliği…
Bu, "Midean Geçidi" idi. Eski bir şarkı; tuhaf ama Manetheren ve Trolloc Savaşları'ndan önceki savaş hakkında. Natael iyi iş çıkarıyordu; Thom'un gür resitallerine benzemiyordu elbette ama yuvarlanan sözcükler Aielleri ateşin ışığının kenarına topladı. Kötü Aedomon Safetileri habersiz Manetherenlilerin üzerine yürüttü, yakıp yağmaladılar, hepsini önlerinde sürdüler, ta ki Kral Buiryn Manetheren'in gücünü toplayana ve Manetheren erkekleri Midean Geçidi'nde Saferilerle karşılaşana kadar Düşmanın sayıca çok üstün olmasına rağmen amansız bir savaşta, geçidi üç gün tuttular, ırmak kırmızı akmaya başladı, akbabalar gökyüzünü kararttı. Üçüncü günde, sayıları azalıp umutları solunca, Buiryn ve adamları ümitsiz bir saldırıyla geçidi aştılar, Aedomon'un ordusunun derinlerine girdiler ve Aedomon'un kendisini öldürerek düşmanı çevirmeye çalıştılar. Ama alt edilemeyecek kadar büyük güçler çevrelerine kapandı, onları kıstırdı, sıkıştırdı. Krallarını ve Kızıl Kartal sancağını sararak savaşmaya devam ettiler, sonları belli olduğu zaman bile teslim olmayı reddettiler. Natael, cesaretlerinin Aedomon'un yüreğine nasıl dokunduğu ve nasıl sonunda kalanların gitmesine izin verdiği, onları şereflendirerek ordusunu nasıl Safer'e geri götürdüğü hakkında şarkı söyledi. "Kan kırmızı suyun üzerinde geriye, başlarını kaldırarak yürüdüler. Kol ve kılıç teslim olmadan, Yürek ve ruh teslim olmadan. Şeref onların, sonsuza dek, Tüm Çağların bileceği şeref."
Beyoğlu'nda Karnaval Yapıldığını Biliyor mydunuz?
«Beyoğlu denilince» diye yazıyor Rakım Ziyaoğlu: «Dünyaca bilinen ve her yıl kış mevsiminde sokaklarda, caddelerde tekrarlanan karnaval adlı topluca ve acayip kıyafetlerle birkaç gün ve gece müzikli ve oyunlu eğlenceler hatırlanır. Hristiyanların büyük perhizlerinin başlangıç ve sonu ile ilgili olan bayram niteliğindeki karnaval günlerine büyük önem verilirdi. Levantenler, Ortodoks Rumlar hoş giysiler içinde dans, müzik, şarkı, laterna gruplarıyla sokakları, meydanları doldururlardı. Geceleri de bu hareketler sanki fener alayına dönüşürdü. En parlak karnaval geçidi Beyoğlu'nda yapılırdı.Eski Linardi (Çiçekçi) ve Venedik (Balyoz) sokaklarının sermayeleri faytonlan doldurur, en dekolte giysileri ve en kısa etekleri ile (bazen eteklerinin altında, soğuğa rağmen, hiçbir şey giymeksizin ve bunda «Moulin Rouge»un «can-can» yapan çamaşırcı kızlarını taklit ederek) ellerinde şarap, rakı, uzo, mastika, konyak ve - varsa - şampanya - şişeleri ile ortalığı kızıştırırlar. Laf atmalar, karşılıklı iltifatlar, yüksek sesli pazarlıklar, gerektiğinde küfürler, sarkıntılıklar alır götürür ortalığı. Vesikalı ya da vesikasız «hayat kadınları»nın alenen yaptıkları «uygunsuz., teklifler balolarda, dansing ve kulüplerde, gece lokallerinde daha ölçülü, daha «uygun» hatta kibar şekilde tekrarlanır. Gizli aşklar, anlık maceralar, ayaküstü ilişkiler kurulur, yaşanılır ve noktalanır. Karnaval fuhuş değildir, karnaval bir «eğlence»dir
Sayfa 66 - Altın Kitaplar 1997Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.