Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Osmanlı devletini mağlup eden müttefik devletler, İsviçre'de Lozan antlaşmasında İslambol'u tekrar Mustafa Kemal'e vermek için ona dört şartı kabullendirdiler. Müttefiklerin ileri sürdükleri dört şart ise şunlardı: 1 - Hilafet kaldırılacak, 2 - İslâmî şiarlara ve kadınların örtünmesine karşı savaşılacak 3 - Hilafetin tekrar ihyası için bütün çalışmalara karşı savaş açılacak, 4 - Şeriat kaldırıp yerine Batılı ülkelerin kanunları getirilecek. Maalesef Mustafa Kemal bu şartları kabullendi. Ondan sonra ona Türkiye'yi teslim ettiler. O da planı uygulamaya başladı, hilafeti kaldırıp cumhuriyeti ilan etti, köpeklerini sokaklara saldı, iffetli kadınların elbiselerini yırttı, erkeklerin İslâmî kıyafetlerini yasakladı, öyle ki caddelerde takke giyenler bile mahkemelere sevk edildi.
Sayfa 701 - buruc
Reklam
Savaş asla hitama ermiyordu. İsim, adres ve kılık değiştirerek dünyayı dolanıyordu.
Ölü Mü Denir
“Ölü mü denir şimdi onlara Durmuş kalpleri çoktan Ölümün denir şimdi onlara Kımıldamıyor gözbebekleri Ölümü denir peki En büyük limanlara demirlemiş En büyük gemiler gibi Kımıldamıyor gözbebekleri Ölümü denir şimdi onlara . Suratları gergin Suratları kararlı Belli ki çok beklemişler Kabuğundan çıkan bir portakal gibi gelen sabahı Suratları gergin Bir savaş alanına benziyor suratları Dudakların nemli Son defa kendi etini öpüp Yani son defa gerçek bir insan etini Hazla kapanmışlar öyle Geçirmiyor gövdeleri soğuğu Geçirmiyor sıcağı da Ve ikiye ayrılmış bir nehir gibi bacakları Akıyorlar sonsuza Ölümü denir şimdi onlara.”
Sayfa 56
“Ben kıyamet nasıl kopar bilmezdim.İnsanın üzerine mermiler yağarken kalbin ölüm korkusundan değil, aşktan atması nasıl bir his bilmezdim.Hiç savaş görmemiştim ve yaşarken cehennemi tatmamıştı yüreğim.Ama sevmeyi biliyordum.Bir kadının bir adam için kalbinin delice atması ne demek, çok iyi biliyordum.Kimselere itiraf edemesem de onu her şeyden çok seviyordum.”
Savaş yılları sırasında, hâlâ Çarlık siyasî yönetimi altında bulunan Bakü’de Pantürkist faaliyetler, esas olarak, belirli dergilerin yayınlanmasıyla sınırlı kaldı. Savaş sırasında Çarlık yönetime mutlak itaat sergileyen Yeni Füyuzat ve Şâlâle gibi dergiler, esas misyon olarak, Azerî dilinin sadeleşmesini gördüler. Osmanlı İmparatorluğu’nda milliyetçi çevrelerin yaptığı gibi, Arapça ve Farsça kelimeleri atıp yerlerine saf Türkçe kelimeler koymaya çalışıyorlardı. Osmanlı imparatorluğundaki Pantürkist derneklerin etkinlikleri hakkındaki haberler Şâlâle dergisinin editörü İsa Bey Aşurbeyli tarafından sıkça yazıldıysa da, Iran Azerbaycanı sorunu bu tür dergiler tarafından ihmal edildi. Anlaşılan, gizli gündemlerinde Osmanlılarla daha sıkı bağların kurulması, İran Azerileriyle birleşmeye göre öncelik taşıyordu.
Sayfa 35
Reklam
Yazıklar olsun ey âdemoğlu! Senin Allah ile savaşmaya gücün yeter mi? Şüphesiz kim Allah'a isyan ederse, O'na savaş açmıştır. Allah'a yemin ederim ki, elbiselerinin çoğu yün olan Bedir ashabından yetmiş kişiye yetiştim. Eğer siz onları görseydiniz, 'Bunlar delidirler' derdiniz. Şayet onlar sizin iyilerinizi görselerdi, 'Bunların (gerçek İslam'dan) nasipleri yok!' derlerdi. Eğer kötülerinizi görselerdi, 'Bunlar hesap gününe inanmıyorlar' derlerdi. Öyle insanlara yetiştim ki, dünya onların gözünde, ayaklarının altındaki topraktan daha basitti.
Savaş kandırmacalı bir iştir. Bu nedenle vurabilecekken vuramayacakmış gibi göstermek, saldıracakken saldırmayacakmış gibi göstermek, yaklaşırken uzaklaşıyormuş gibi göstermek, uzaklaşırken yaklaşıyormuş gibi göstermek gerekir.
Belki psikologtan daha çok hacılarai, hocalara ihtiyacım var. İçimdeki bu şeytanı çıkarsınlar diye. İçimde kötü bir şey, açığa çıkmak için büyük savaş veriyor. Allah'ım sen beni koru.
“İnsan sadece savaş öncesinde, hatta arifesinde, umut etme eğiliminde olur.”
Reklam
Psikolojik savaş: Batılılar, psikolojik savaş istatistiklerini de kullanarak adete güç gösterisi yapmaktadırlar. Onlarla başa çıkabilmek için güçlü bir iman, sabır ve takvaya sahip olmamız gereklidir. Yüce Allah:" Size bir iyilik dokunursa,bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur,Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır. (Âl-i İmran,3/120) buyurmuştur.
Sayfa 49 - Müslümanlardaki Yenilgi PsikolojisiKitabı okudu
Kafese kapatılıp kanatların kırıldığı zaman bazen umut edebildiğin tek şey bir savaş çıkması olabiliyordu.
Savaş söz konusu oldu mu kaşarlanmış moruklar dipdiri birer küheylan kesilirler.
1950'ler Türkiye'sinde ABD menşeli firmaların ürünleri, Hollywood filmleri, Amerikan pazarları ya da gazlı meşrubatları gündelik hayatın bir parçasıydı. Ancak burada ele alınan kamu diplomasisi çalışmaları; tüketimin kendiliğinden oluşturduğu Amerikan imgesiyle değil, ABD'nin yaratmaya çalıştığı izlenim ve yaygınlaştırmak istediği fikirlerle il­gilidir.
Savaş insanlara değil, insanlıkla ilgisi olmayan canavarlara yakışır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.