Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Prens savaş, kış ya da yeni krallık gibi küçük bir meselenin zevklerine engel olmasına asla izin vermiyordu. "Bay keşiş, keşişlik yok," diye dalga geçiyordu Katerina onunla emperyal bir hafife almayla.ıs Kan­ takuzino ya da Gika prenslerinin saraylarında kalıyor ve sıcak günleri yakındaki kırsal bölgedeki Çardak'ta geçiriyordu."" Beraberinde Tula' dan on teknisyen, on iki araba dolusu kitap, yirmi kuyumcu, yirmi üç kadın halıcı, yüz işlemeci,ı9 bir pandomim topluluğu, iki yüz borucu (Sarti'nin Özi için bestelediği, top atışlarının eşlik ettiği Te Deum'u çalmak için; Çaykovski 1812 Uvertürü için bu fikirden yararlanmıştı), üç yüz kişilik koro, bir corps de balet,20 bah­ çıvan Gould, mimar Starov, 2ı erkek ve kadın yeğenler ve başbakanı Popov vardı.
Sayfa 603 - Pegasus yayınları 18 Kasım 2021Kitabı okuyor
GENÇLİĞE SET OLANLARA
Yusuf Akçura Üç Tarz-ı Siyaset adlı eserini kaleme aldığında 28 yaşındaydı. Enver Paşa, buz tutmuş hayallerinin ardında sonsuzluğa yalın kılıç at sürerken yaşı henüz 40 idi. Halil Kut Paşa, İngiliz ordularını Kut'ul Amare'de mağlup edip esir aldığında yaşı henüz 36'ydı. Mustafa Kemal Paşa boğaza demirleyen işgal devletlerinin savaş filosuna bakıp; "Geldikleri gibi giderler" iradesini ifadeye döktüğünde yaşı 37 idi. Bugün gençliğimiz içinde ortalama bu yaşlarda olanlara reşit olmayan çocuk muamelesi yapıldığı gerçeği ile yüzleşirsek belki de toplumun dinamizminin nerede söndürüldüğü ve yok edildiğini çok daha iyi anlayabiliriz. Oturdukları koltuklarda ölümü öldürecek derecede iştiha ile oturan büyüklerin, ideallerini kuvveden fiile geçirmeye fırsat bulamayan gençliğin ruhlarını idam ettirici şehvetinin hikayesi... Oktay FERİK
Reklam
Yakın Tarih Dersleri İkinci bir adam Atatürk sonrası Türk Cumhuriyeti devletini yönetemedi. Mustafa Kemal Atatürk gibi bir ileri görüş dahisinin yerini doldurmak kolay değildi. İkinci dünya savaşı birinci dünya savaşının başarısızlığı emperyalizmin tarafından giderilmek istendi. Bugün devam eden birinci dünya harbidir. Batı emperyalizmi
“Türkiye'yi yoğun olarak maruz kaldığı psikolojik savaş saldırları karşısında çökmek ve mağlup olmaktan koruyan Türk devletini yöneten siyaset adamlarının, askeri ve sivil güvenlik bürokrasisinin aldığı önlemler değil, Türk milletinin 4000 senelik yüksek seciyesi ve bu seciyenin İstiklal Harbi ve Cumhuriyet'imizin ilk 15 yılında çok güçlü şekilde yenilenerek güçlenmiş olmasıdır.”
Sayfa 232Kitabı okudu
390 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
İskender Pala.. Öncelikle okuduğum ilk kitabın olmasına öyle hayıflanıyorum ki. Ama aynı zamanda okuduğum ilk kitabın Şah ve Sultan olması beni ayrıca mutlu etti. Bir yanda sekiz yıla seksen yılı sığdıran Yavuz Selim Sultan.. Bir yanda Safevi Devleti'nin kahramanı Şah İsmail.. Savaşta dökülen binlerce kan.. Binlerce gözyaşı. Kardeşim kardeşe öldürtüldüğü, müslümanin müslümana kırdıltıldığı efsanevi bir savaş.. Ve sevginin ne olduğunu bulmaya çalışan Kamber Can.. Ah çektiğin acıları, döktüğün göz yaşlarını yüreğimde hissettim. Bu kitabı okumanızı çok isterim. Öyle ki Ölenin de öldürenin de Allah dediğini, gaza için yaptıklarına şahit oldum. Peki her zaman sorduğum şey gaza İslam Devletlerinin gayrimüslimler üzerine düzenledikleri sefer değil miydi? Peki neden iktidar uğruna, güç uğruna, siyaset uğruna adı gaza altında bunca müslüman katledildi.. Şiddetle önereceğim , soluksuz okuyacağınız bir kitap.
Şah ve Sultan
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,5bin okunma
Stalin 1945 yılında Faşizm ile savaşa devam etme taraflısıydı ve müttefiklerin de kendisini izlemelerini istiyordu. Hitler’i sağ göstermek suretiyle, tehlikenin henüz geçmediğini anlatmış oluyor, alarm düdüklerinin ötmeye devam etmesini istiyordu. Stalin, “Hitler sağdır” deyince, her Sovyet vatandaşı da ister istemez “Hitler sağdır”derdi
Reklam
Sığınağın içindeki Adolf Hitler, sonuna kadar ümidini yitirmemiştir. O, Alman zaferine inanmaya devam ederken, Ruslar Berlin’i çepeçevre kuşatıyorlardı. Sovyet askerleri başkentin dörtte üçünü işgal ettikleri anlarda, Hitler hâlâ Wenck’i imdada çağırıyordu. Wenck gelecek, düşmanı kendi ülkesine kadar kovalayacaktı. Ortada yalnız Adolf Hitler’in
Savaş!... Yaşayan insan sayısını azaltmak, topraklara el koymak, yoksa, medeniyetleri yok etmek için mi? Eğer toprak içinse bir Rus köylüsü buna şaşıyor ve ne kadar anlamsız olduğunu anlarıtıyor: "Toprak mı? Eh ne yapsak nafile. Neden mi? Çünkü bu toprak kimsenin değil ki, Allah'ın malıdır da ondan!.. Toprağı Allah yarattı. İnsanlar toprağın üstünde misafir. İster senin, ister benim, ister milletin olsun... En sonunda misafir göçer gider. Toprak gene kalır sahibine..."
Sayfa 35
115 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Tiranlık Üzerine: Yirminci Yüzyıldan Yirmi Ders
“Şayet bir kez, önünde sonunda her şeyin iyi olacağına inandıysanız, şimdi de asla hiçbir şeyin iyi olmayacağına ikna edilebilirsiniz. Ya da gelişimin kaçınılmaz olduğuna inandığınız için şimdiye dek hiçbir şey yapmadıysanız, tarihin kendini tekrarlayacağını düşünüp bundan sonra da hiçbir şey yapmamaya devam edebilirsiniz.” Timothy D. Snyder,
Tiranlık Üzerine
Tiranlık ÜzerineTimothy Snyder · Olvido Kitap · 2020711 okunma
Anadolu savaş meydanlarında kahramanca mücadeleyle elde edilmiş olan kazançların çoğu, zarif görüşme salonlarında birer birer teslim edildi. Türkiye halkının kurtuluşu, geçmişte olduğu gibi bugün de, hala gerçekleşmemiş bir hedef olarak durmaktadır ve emperyalizmin dolaylı ya da dolaysız egemenliğine kesin olarak son vermek için şiddetli bir mücadele daha yürütmek gerekecektir.
Sayfa 44 - M. N. Roy, 12 Şubat 1923, Internationale Presse-KorrespondenzKitabı okudu
Reklam
Fransa'nın Türkiye siyaseti, savaş öncesindeki Alman siyasetinin devamıdır. Bu siyaset, İngiltere'ye karşı Türkiye'nin güçlenmesini istemekte ve görünüşte onun bağımsızlığını savunmakta, ama aslında Türkiye'yi kendi sömürgesi, kendi kapitalist yayılmacılığının bir alanı yapmak istemektedir.
Sayfa 38 - Karl Radek, 30 Kasım 1922, Internationale Presse-KorrespondenzKitabı okudu
İran-Irak Savaşı'nda Meddahlar
Savaş döneminde Kasım Süleymani'nin komutasındaki 41. Sarallah Tümeni'nde meddahlık görevi yapan Mehdî Sedefi, meddahların savaştaki rollerini şu şekilde ifade etmiştir: "Ehl-i Beyt'in musibetlerini zikretmek hedefe ulaşmak konusunda yardımcı oluyordu. Meddahlar Kutsal Savunma yıllarında önemli rol oynayarak cepheye giden gençler üzerinde Rabbanî bir motivasyon oluşturdular. İmam Humeyni, propaganda silahı savaş silahından daha çok kazandırır diyerek biz meddahlara cephe hattında çalışmamızı ve savaşçıları motive etmemizi emretti. Savaş silahından daha etkili olma durumunu bizzat tecrübe ettik."
Siyaset sanatı savaş sanatına dönüşü- vermiştir, militan savaşçı haline gelir. Savaşmak ve siyasetle ilgilenmek tek ve aynı şey olmuştur.
Sayfa 136 - Versus
8 Kasım Perşembe .. : Heyecanın ve kargaşanın doruğa vardığı kentin üstünde güneş doğdu, bütün halk fırtınanın uzun, derin soluklanyla soluyor. İlk bakışta her şey durgun görünüyordu; yüz binlerce insan alıştığı saatte yatıp kalk­ mış, sabahın erken saatlerinde herkes işine gitmişti. Petrog­ rad'da tramvaylar işliyordu, dükkanlar ve tokantalar açıktı, tiyatrolar dolup taşıyordu, her yerde bir resim sergisinin afısi asılıydı... Günlük yaşamın kannaşık ritmi -savaş za­ manlannda bile hareketliydi yaşam- değişmemişti, her şey eskisi gibiydi. Toplumsal düzenek kadar, canlılık bakımın­ dan insanı şaşırtan bir şey yoktur. Toplum en büyük fela­ ketlerden birine uğrasa bile, dayanır, beslenmekten, giyin­ mekten, eğlenmekten geri kalmaz.
Sayfa 270 - Pencere Yayınları Mayıs 2012Kitabı okudu
628 syf.
9/10 puan verdi
·
38 günde okudu
Roman tarihinin en konuşulan karakterlerinden biri Julien Sorel. Aslında İletişim'in ön ve sonsözleri müthiş fakat bu çevirisi olamamış. Ben bu kadar yerlileştirme çabalı çeviri sevmiyorum. O yüzden bildiğim, Fransızca çevirileri her zaman tatmin edici olan İş Bankası'na geri döndüm. Romanın konusunu ve Stendhal'in kim olduğunu konuşmak yersiz. Sadece Tolstoy'un onun müthiş bir savaş ve karakter anlatıcısı olduğunu söylediği sözler bile yeterli olacaktır. Ben yıllarca okumaya, kitabın kalın olması nedeniyle çekinmiştim ama geçen sene başladığım kronolojik klasik okuma kararım ile besmeleyle giriştim. Kendimi kutlarım. Eserin döneminin romancılığı açısından harikulade bir yerde durduğunu düşünüyorum. Her ne kadar Stendhal siyasetten uzak durmak fikirli bir edebiyat oluşturmaya çalışsa ve apolitik diye anılsa da, bu eser siyaset ve sosyolojinin ve hatta psikolojinin ta kendisi. Her karakter tipinden ve ruhi derinlikten ya da derinsizlikten insan var. Hepimizi tanıyıp bize tutulan bir ayna gibi. Çok iyi. Aristokrasi ve soyluluğun kapalı tüm perdelerini bir bir indirip toplumla yüzleştiriyor. Tüm gerçek duygularımızdan haberdar. Belki de tutunmak ya da tutunamamakla ilgili ilk romanlardan. Sorel'i anlamak, kızmak, anlamamak, hemhal olmak, yabancılaşmak, tüm duygularla karşı karşıya geldim. Öğretmek istediği: Kendini anlamlandırmak; soy, kahramanlık, din, vatan tüm bunların üstünde bir şey. Olmayınca olmuyor mu? Off allak bullak edildik.
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20229,9bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.