Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Meryem Gizem Şen

Meryem Gizem Şen
@Merygizem
Sıkı Okur
Antalya
Antalya
3 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Reklam
Meryem Gizem Şen
Bir kitabı okumaya başladı
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali
7.9/10 · 27,1bin okunma
Meddahlar
MeddahlarAdem Yılmaz
8.8/10 · 18 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
66 günde okudu
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot
8.1/10 · 28,7bin okunma
Reklam
-Martin Niemöller
Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim. Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
SAFFET: Biraz kalbi vardı. (Oynar.) Evet, gerçeği açıklamak zorundayım: Coşkun Ermiş, kalbi olduğu için ölmüş bulunuyor. Hayat oyunlarını gereğinden fazla ciddiye alan merhum, ölümü de aynı ciddiyetle karşıladı. Onun kadar ciddi olmayan biri, böyle bir durumda, hiç olmazsa baygınlıkla yetinebilirdi. Coşkun öldü. Çünkü oyunlar, onun için bir ölüm kalım meselesiydi. Başka türlü yapamazdı: Hayatını ve özellikle ölümünü büyütmek zorundaydı. Biz de şimdi kendisini ciddiye almak zorundayız. Çünkü merhum, güldürmeyi sevdiği kadar, ağlatmayı da severdi. SERVET (Saffet'e kuşkuyla bakar): Gerçekten öldü mü? (Saffet evet anlamında başını sallar. Servet, dehşet içinde Saffet'e bakar.) peki, ne yapacağız şimdi? SAFFET: Oyun bitti, seyirciyi selâmlayacağız. (Bir adım öne gelir ve halkı selâmlar. Servet de şaşkınlıkla başını önüne eğer. Coşkun'un başı da selâm verir gibi önüne düşer.) PERDE
Sayfa 108 - Saffet'ten Coşkun'aKitabı okudu
Meryem Gizem Şen
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo
8.6/10 · 32,6bin okunma
"Her birimiz öğleden sonra saat üç civarı süt içip bisküvi yedikten sonra, battaniyenin altına sokulup biraz kestirebilseydik şayet, kim bilir dünya ne kadar güzel bir yer olurdu. Ya da insanların eşyalarını her zaman aldıkları yere geri koymasını ve bir düzen oluşturmak zorunda kalmasını şart koşan bir yasa çıkarılsaydı... Yaşınız ne olursa olsun, dışarı çıktığınızda el ele tutuşmak ya da grup halinde dolaşmak istemek her zaman geçerli olacak."
Sayfa 139 - Robert FulghumKitabı okudu
291 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mehmet Ali Birand Coşkun Aral
Mehmet Ali Birand ve Akabinde Coşkun Aral; işini severek ve tutkuyla yaptığında hangi noktalara gelinebileceğinin adeta canlı örneği olmuştur. Bu sadece haber, yazılmış olan kitaplar ve kaynaklarla sınırlı kalmayıp hayatın içerisinde bizzat edinilen tecrübe ve zorluklarla sabit kılınmıştır. Bence hali hazır da Birand'ın yanı sıra Coşkun Aralın videoları da arşiv niteliği taşıyor olup izlenmesi gerekmektedir.
Apo ve PKK
Apo ve PKKMehmet Ali Birand · Milliyet · 199239 okunma
Reklam
Turgut başını öne eğdi kızarak. "Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim," Dedi: "Yine de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Sayfa 113 - Süleyman Kargı'ya.Kitabı okudu
"Selim gibilerine işte böyle yaparlar," Dedi. "Birdenbire yüklenmezler üstüne. Önce bırakırlar istediği gibi düşünsün her şeyi. Dünyayı dünyayı dilediği gibi anlamasına, yaşamasına, hissetmesine izin verirler. Hatta alkışlarlar, överler onu. Büsbütün çileden çıksın da geri dönemesin diye. Sonrasını biliyorsun işte."
Sayfa 112 - Süleyman Kargı'nın ağzından Turgut'aKitabı okudu
Geçici Değer
Batıdaki okullarda bizlere, bir bina ne kadar eskiyse onun o kadar değerli olduğu öğretilir. Zamanın boğucu sıkıntılarına tam dört yüz yıl boyunca dayanabilmiş bir kilise, savaş döneminde yıkıldıktan sonra tekrar inşa edilmiş olana kıyasla, seyahat rehberlerinde kendine dikkat çekici bir biçimde daha çok yer bulur. Japonya'da ister taklit olsun ister yeniden yapılanma, önemi olan şeylerin güzelliği işte budur. Öte yandan, Japon eğitimi güzel ya da mükemmel olması fark etmez, kataların tekrarı vasıtasıyla belirli bir devinim yaratmayı hedefleyen modellerin yeniden yapımına dayanır. Dünyanın en önemli tapınağı olarak görülen Ise'nin Şintoist tapınağı, 690 senesinden beri her yirmi yılda bir yıkılmakta ve aynı şekilde bir kez daha inşa edilmekte. Bugüne kadar altmıştan fazla kez inşa edildi, üstelik her seferinde aynı mimariyle. Şintoist düşünceye göre, bu gelenek belirli bir tazeliğin ve saflığın korunmasını amaçlıyor. Buna karşılık, bu âdet UNESCO'nun dünya mirası listesine girmediği gibi, belli ki seyahat rehberlerinin de hoşuna gitmiyor. Geçici değerin nasıl takdir edileceğini herkes bilemiyor.