Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tumturaklı sözlerin gerisinde alçakça manevraların sürünerek yaklaştığını görmek muazzam bir uyanık kalma çabasıyla mümkündür.
Hukuk Sanatçısı
Hukuk sanatçısı tüm diğer sanatçılar gibi, davanın gerçeğini sırçama tahtası sayar. Öncelikle çürütmek, tartışmak, lehte delil aramak için değil, aksine ondan bağımsızlaşmak ve insanlara belli bir yaşam biçimi önermek için. Bir adli kahraman istese de istemese de az çok bir kopuş kahramanıdır.
Sayfa 106 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çarşaf özel bir şekil, özel toplumsal bir gelenek olup bir kavme hastır; hicap ise İslami bir ilkedir. (...) Artık bu iki kavram zihinlerde aynı anlamı çağ­rıştırır olmuştur. Sözüm ona aydınlar da çarşafa saldırıyorum derken tesettüre saldırıyor. Buna karşılık tesettürü savunma po­zisyonuna geçen mutaassıp dindarlar da tesettürü savunma adı­na sadece çarşafı savunuyor, bunun dışında her türlü örtünme şeklini reddediyor ve şiddetle karşı çıkıyor. Tabi biz tüm ener­jimizi çarşafı savunmaya harcarken bu arada ne fırsatlar kaçı­yor, ne imkanlar uçup gidiyor elimizden...
Sayfa 244Kitabı okudu
Kendisiyle barışık bir toplumda bir masumun cezalandırılmasına yol açan hukuki hata suçlunun beraatinden daha ağır bir potansiyel düzensizlik nedenidir.
Tarihin Ahlakı
Oyun, gösteri, teknik? Dava bütün bunlardır, ama oyun bedelsiz olmaz, gösterinin tek kaygısı güzellik değildir, teknik şahsiliği silmez, çünkü insanlar tarafından ve insanlar iççin söz alır. Bu bir hayat görüşüdür. Bir yaşam sanatıdır. İşte bu nedenle ceza avukatı- "O cinayet ve ihanet zanaatçısı" diyordu Napolyon-iş avukatından farklı olmalıdır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Saint- Just;
"Bir kralı vatandaş olarak yargılamak! Bu sözcük gelecekteki soğukkanlı kuşakları hayretlere düşürecektir. Yargılamak yasayı uygulamaktır. Yasa bir adalet ilişkisidir. İnsanlık ve krallar arasında ne gibi bir adalet ilişkisi olabilir ki? Yarın öbür gün bir yüce gönül, kralın davası yönetiminin işlediği suçlardan ötürü değil, kral olma suçundan ötürü görülmeli diyecektir... Saltanat masumca sürülmez."
Sayfa 53 - xvı. LOUISKitabı okudu
Reklam
"Ne nadirdir, bir davanın işin başından itibaren ve sadelikle sunuluşu. Ne sık rastlanılan şey, iddianamenin olup bitenleri yapay bir basitleştirmeyle temsil etmesi! Ne kolay başına gelebiliyor bir sanığın, ona önemsiz görünen, ağırlığını kavrayamadığı bir açıklamayla hayatını mahvetmesi."
Dava eğer toplumsal çelişkileri bireysel görünümlerle gün ışığına çıkarmaksa, hedefi belirleyen her zaman siyasettir; terimin en geniş anlamıyla. Bu hedef, yenme isteği güçlüyken biricik ve berrak, zayıfken karmaşık ve bulanıktır.
“Ne nadirdir, bir davanın işin başından itibaren ve sadelikle sunuluşu. Ne sık rastlanan şey iddianamenin olup bitenleri yapay bir basitleştirmeyle temsil etmesi! Ne kolay başına gelebiliyor bir sanığın, ona önemsiz görünen, ağırlığını kavrayamadığı bir açıklamayla hayatını mahvetmesi.”
“Ama şimdi deneyimlerimle biliyorum ki adaletin tecellisini dinlemek ya da o tecelliye bizzat katkıda bulunmak, bambaşka. İnsan adaleti ne belirsiz ve güvenilmez şeymiş, işte on iki gün boyunca içim daralarak hissettiğim bu oldu.”
Reklam
“… en yırtıcı demokratlar, tıpkı en katıksız cumhuriyet savunucusu hükümetler gibi, şahsi mal mülkleri ya da ‘milletin yüce çıkarları’ söz konusu olduğunda ilkelerinin -hele denizaşırı yerlerde- ara sıra ayaklar altına alınmasına rahatça katlanırlar.”
ADALET Lenin’in ‘dünyanın en gerici kişileri’ dediği hukukçuların anladığı şekliyle, uygulandığı şekliyle bir uyum adaletidir; şu basit nedenle ki, mahkemeler kuran her toplum, meşruluğuna saldıranları kendi ölçülerine göre yargılamak için yapar.”
“…zira kendisiyle barışık bir toplumda bir masumun cezalandırılmasına yol açan hukuki hata suçlunun beraatinden daha ağır bir potansiyel düzensizlik nedenidir.”
1.014 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.