Bir tek veya milyon, fark etmezdi. Çünkü birinin ölümü her birinin ölümü gibiydi. Çünkü her insan bir evrendi ve her ölüm evrenin sönüşü demekti. Bu yüzden tek masumun dahi öldüğü yerde hiçbir haklı gerekçeden söz edilemezdi.
Savaş insanı canavarlaştırıyordu ve insanın insana ettiğini kimse kimseye etmiyordu..
“Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.”
hayat yolunda her ne olursa olsun sakin kalmayı başarabilenler geleceğinin temellerini sağlam atar. Panikle sağa sola savrulanlar ise önlerine ne gelirse onu yaşamak durumundadırlar. (S. 71)
Sonra soruyoruz bu can neden yanıyor? Yanar kardeşim. Keyif için seni sevenin keyfi gidince sevesi de gider. Çıkar için seni sevenin işi bitince sevgisi de biter. Güzelliğin ve paran için seni sevenin yüzünde sivilce çıkınca malına da kıvılcım gelince sevesi gider.
... hayat yolunda her ne olursa olsun sakin kalmayı başarabilenler geleceğinin temellerini sağlam atar. Panikle sağa sola savrulanlar ise önlerine ne gelirse onu yaşamak durumundadırlar. (S. 71)
Yine teslim olmaktan başka çare yoktu.Teslim olan özgür olurdu.Sırtını yaratana dayayan kendini emin hissederdi.Ama yan gelip yatmak teslimiyet değildi.Hiç ölmeyecek gibi çalışmak gerekiyordu.
Bir kimsenin sevebilmesi için uzun zamanın geçmesi ya da bu kimsenin uzun uzadıya düşünüp taşınıp bir seçim yapması gerekmeyip o ilk ve tek bakışta belli ölçüde bir elverişliliğin ve uyumun karşılıklı olarak mevcut olması ya da günlük hayatta “kanın ısınması” dediğimiz ve yıldızların belli bir etkisiyle bağlı olan şeyin gerçekleşmesi yeter.