MUTLULUĞUN RESMİ:))
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Sıcak ve dost şeyler düşünür insan
Tanıdık bir yatak bekler sizi
Bir çocuk yüzü gülümser anılardan
Dost şehirler, sevgili, anne şehirler
Nice anılar, nice mutluluklar yaşadım her birinizde
Delikanlı bir sevinçle sokaklarınızdan geçtiğim oldu
Kederli günlerim oldu aklımı yitiresiye
Sonsuz kareli bir film gibi
Yaşamım geçiyor belleğimden
Tekrar etmek duygusu
Her şeyi yeniden, yeniden...
Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Hüzünlü, tuhaf şeyler düşünür insan
Sadece o şehrin değil
Kendisinin de değiştiği duygusundan...
(1977)
"İnsan, etrafındaki her şeyi, kendisini bile, kendisi için bir malzeme olarak görüyor ve aslında şehirler inşa ediyorum derken kendi kendini kesip biçiyor, şekillendiriyor.”
Mehmet Akif Bey cuma namazında cemaate seslenirken:
"Ey Cemaat!
Bugün dünyada milyonlarca Müslüman var. Ne acıdır ki hiçbirinin istiklali yok. Yalnız biz istiklal sahibiydik. Ama biz de yüzyıllardır, elde ne varsa, yabancılara verip geri çekile çekile yaşıyorduk.
Bunun sebebi dinimiz midir? Haşa.İslamiyet hayatı,aklı, mantığı, zamanın icaplarini reddetmez. İslamiyet dini, ölüler dini değildir. Ama batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz Müslümanlar ne yaptık?
Her şeyi Allah'a havale ve emanet edip tembellik, cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık. Sonuç ortada: Dilenerek yaşayan hükümetler; harabeler, ekilmemiş tarlalar,yakılmış ormanlar, hastalıklar, hurafeler, üfürükler, yolsuz, okulsuz köyler, pis şehirler.
Milletin hayrı için ne düşünsen "Olmaz!" diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe " Biz dedemizden böyle görmedik" diye karşı çıkanlar.
Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken, biz tamamen durmuşuz. Görünen köy klavuz istemez. Yaşadığımız, ilkel bir hayattır.
Peki, batı ne halde? Gemileri denizleri aşıyor. şimendiferleri dünyayı geziyor,uçakları havalarda dolaşıyor, ilim adamları hayatlarını araştırmaya adamış, halk ise düzenli olarak çalışıyor ve okuyor.
Durum bu
Fakat kudretleri arttıkça hırsları da çoğalıyor. Asyayı Afrikayı bitirdiler şimdi sıra bize geldi.
Sevr Anlaşmasını okumuşsanız da anlamışsınızdır ki bunların bizden istedikleri artık toprak moprak değil, bu defa canımızı, varlığımızı istiyorlar.
Doğduğum, büyüdüğüm yerden hiç gitmeseydim bunlar gene olur muydu? Bazı şehirler tanıdım çünkü. Önce anlamadım insanları. Sonra da ne yaparsam yapayım anlayamayacağımı anladım. Daha kendimi bile anlamazken... Azınlıkla güldüm, eğlendim; çoğunlukla gülüyor, eğleniyor gibi yaptım. Kısmen de astım suratımı, oturdum aşağı. İşte o zaman da fark ettim
Sürgün yemiş gözlerim senden...
Yüreğim bertaraf olmuş...
Viran şehirler misali kaybolmuşum ben...
En acıklı türkülerin nakaratı olmuş hayallerim,
Ağıtlarda yarınlarımdan bahsedilir olmuş,
Bir sen olmayı...
Bir senin olmayı becerememişim.../ Volkan Şentürk
1
Van Allen kuşağı gibi sev beni
Vay canına desin herkes
Biz böyle aşk görmedik desinler
2
Alamut Kalesi’nden yola çıkmış gibi sev
Bütün kızlar korkup kaçsın esas kız gibi sev
Hüzünlü bakmak için poz veren şair fotoğrafına değil
Cüzdanında sakladığın fotoğrafıma bakar gibi sev
Bırak gözleri buğulu kızlar onları sevsin
Sen en buğulu gözlerinle