Sanki Mecnûnam bana dağlar başı oldı durak,
Ayrılup bi‘l-cümle mâl ü mülkden düşdüm ırak
Dökerem göz yaşını vâ-hasretâ dad el-firâk
Bî-günâhım, hak bilür, devletlü sultânum baba.
Şehzade Bâyezid
600 yıllık Osmanlı tarihi boyunca beşi on dördüncü, sekizi on beşinci, kırk ikisi on altıncı, beşi on yedinci ve biri de on sekizinci asırda olmak üzere toplam 61 şehzade katledilmiştir. Bunlardan 22 tanesi bilfiil isyan ettiği için öldürülmüştür. Diğerleri de ekseriya Fatih Kanunnamesi'ni takib eden 150 yıl içinde katledilmiştir. 1603 yılında
Sultan Mehmed Çelebi 26 Mayıs 1421'de Edirne'de bir sürek avı sırasında at sırtında felç oldu, düştü ve yaralandı. Ölüm döşeğinde Veziriazam Amasyalı Bayezid Paşa ve vezirleri İvaz Paşa ve Çandarlı İbrahim Paşa'yı çağırıp “Tez oğlum Murat'ı getirin. Ben bu döşekten kalkamam. Murat gelmeden ölürsem fitne çıkar. Tedarik görün, ölümümü gizleyin.” vasiyetinde bulundu. En çok Selanik'te bulunan “Düzmece Mustafa’dan çekinilerek, Amasya'da vali olan Şehzade Murat'ın Bursa'ya ulaşmasına kadar 42 gün ölüm haberi gizlendi. Osmanlı Padişahları arasında ölümü gizlenen ilk padişah o oldu. Durumundan kuşkuya düşen ve ayaklanmaları güçlükle önlenen askerleri yatıştırmak için askere geçit yaptırılıp, bu sırada mumyalanmış cesedine kaftan giydirilip, başına sarık konulup pencere önüne oturtulduğu kollarının oynatıldığı rivayet edilir.
Milâdî 1470 Yılıydı...
Tenden kopan can acısı Gülbahar Hatun'u kıvrandırırken, Amasya Sancakbeyi Şehzade Bâyezid'in kapısına bir müjde dayandı. Açılan kapı aralığında beliren dervişi pek ciddiye almayacaklardı, ama müjdesi bir şeyler söylüyordu:
“Bugün, bu hanedanın bir erkek çocuğu doğacak, vücudunda yedi ben olacak, padişahlığa çıkıp vücudundaki ben sayısı kadar hükümdar yenecektir.”
O günlerde “Amasya Sancakbeyi Şehzade Bâyezid” unvanını taşıyan baba için bu, müjdelerin en büyüğüydü. Hele “Selim” adını verdiği küçük şehzadesinin vücudunda dervişin belirttiği gibi yedi ben sayınca, sevincin zirvesine çıkmıştı. Ancak padişah olduktan ve bir zamanların benli şehzadesiyle baht mücadelesine giriştikten sonra, müjde, yüreğinde belli belirsiz bir korkuya dönüşecek, zaman zaman bunu hatırlayıp “Kaderin önüne geçilmez” diye mırıldanarak, sonunda kaderine boyun eğip tahttan feragat edecektir...
Kaderin neler hazırladığını kim bilebilir?
Şehzade Cem'in hikâyesi uzun ve acıdır. Koca Osmanlı şehzadesi, Rodos şövalyelerinin elinde oyuncak olmuştu. O kaleden bu kaleye götürülüp getiriliyordu. Bir taraftan Cem'i kullanarak Bâyezid'den para sızdırmaya çalışıyor, diğer taraftan Cem'i Papaya satmak için pazarlık ediyorlardı. 47 günlük bir deniz yolculuğundan sonra, talihsiz şehzade Fransa’nın Nice şehrinde karaya çıkarıldı.
Rodos şövalyelerinin Papa ile pazarlığı altı yıldan fazla sürdü. Cem Sultan tam 6 yıl 3 ay 26 gün Rodosluların Fransa'daki şatolarında kaldı. Kaleden kaleye, kuleden kuleye götürüldü. Çok ızdırap çekti. Nihayet Papaya satılan Cem Sultan, İtalya’ya götürüldü. İtalya'da altı seneye yakın kaldı. Hıristiyan memleketlerinde oradan, oraya sürüklenerek on üç seneye yakın bir zaman yaşadı. Nihayet 24-25 Şubat 1495'te hayata gözlerini yumdu. Bazı tarihler zehirli usturayla tıraş edilip zehirlendiğini yazar. Vâkiât-ı Sultan Cem isimli eski bir tarihte Cem’ın hali şöyle anlatılır: (Cem Sultan ölmeden evvel yüzü, gözü, boynu şişmişti. Ama kendinden geçmiş değildi, konuşurdu. Aklı başındaydı. Doktorlar, hastalığına çare bulamadı, ilâçlar fayda etmedi.)
Yıldırım Bayezid Ankara Savaşı'nda esir düşer.Osmanlı padişahsız kalmıştır.Devletin başına Bayezid'in erkek çocuklarından biri geçecektir.Ancak bu kardeşler taht kavgasına tutuşur hiçbiri bir sonuç alamaz.Yıllar boyunca Osmanlı'nın başına hiçbir kardeş geçemez.Yıldırım Bayezid'in oğlu İsa Çelebi sonunun geldiğini hissederek hamile olan eşi Bala hatunu güvendiği bir adama emanet eder.Eğer çocuğu erkek olursa onu herkesten sakınmasını bir şehzade olduğunu söylememesini ister.Bala hatun doğum yapar bir erkek çocuk doğurur.Adını Murad koyarlar.Küçük Murad daha küçükken annesini de kaybeder.Satı kadın himayesinde büyür ve sipahi olur.Babası İsa Çelebi'ye benzerliği ile çoğu kez başı tehlikeye giren Murad zorlu şartlarda yaşamaya devam eder.
Yazarın okuduğum ilk kitabı.Kesinlikle son olmayacak.Sade anlatım tarzı,sürükleyiciliği.. ile beni kendine bağlayan bir kitap oldu.Tavsiye ederim
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken · 201415,6bin okunma
"Eğer bu dövüşme daha yarım saat sürmüş olsa Mehmet Çelebi öbür dünyayı boylayacaktı; İstanbul'u almak şerefi de Fatih Sultan Mehmet'e değil, Musa Bey'e nasip olacaktı."
Bu sözün tarihi gerçekliğini bilmemekle beraber çok iddialı buldum. Savcı Bey romanının devamı niteliğinde olan bu romanda kardeşlerini öldürüp tahta geçen Bayezid in oğullarının taht mücadelesini anlatıyor." Düzmece Mustafa" denilen Şehzade Mustafa nın ve kardeşlerinin Bizans tarafından nasıl kullanıldığı anlatıyor. Abdullah Ziya Kozanoğlu romanlarını Cüneyt Arkın filmi tadında okuyorsunuz...
Sarı Benizli AdamAbdullah Ziya Kozanoğlu · Bilge Kültür Sanat · 200468 okunma
İncelemeye başlamadan önce geçen günlerde bir zavallı çıkmış Türkiye'nin gurur kaynağı, hocaların hocası, Prof. Dr. Halil İnalcık'a dil uzatıyor. Amacı açık; Osmanlı Devleti'ni tarihî gerçeklerine aykırı yüceltmek, Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saldırarak mevki kapmak. -Ne bereketli topraklarımız varmış,
Kitap benim için gayet bilgilendirici oldu. Şayet okumadan önce Timur’la ilgili bilgim çok azdı. Bizim sınıfa sorsak hiçbir fikri olmayan bile çıkar. Pekala, hayatında hiç yenilmemiş, bizim belki hayatta olmayacağımız yaşta ordusunun başında Çin’e sefere çıkan, onlarca katliam yapan, neredeyse Orta Asya’nın tamamına hakim olan bu Emir Timur neden
Merdüni dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi kıldı füzün, eşkimi hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımdan olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
İnsanın narin bir fidan gibi uzadığını, çevresinde en iyiden en kötüye kadar her rengin bulunduğu var sayılırsa, rüzgâr ne tarafa eğerse o tarafın rengine bulaşacağı kaçınılmazdır.