Ebû Ubeyde (ra), son anında Müslümanlara şu tavsiyelerde bulunmuştur: "Size vasiyetim öncelikle daima hayırlı işlere koşmanızdır. Namazınızı kılın, zekâtınızı verin, Ramazan orucunuzu tutun, sadaka vermeyi ihmal etmeyin, hac ve umre yapmaya çalışın. Birbirinize iyilikleri tavsiye edin, gerektiğinde yöneticilerinizi uyarın, ancak onların gözlerini boyayıp aldatmaya kalkışmayın. Dünya nimetlerine kapılarak sonunda öleceğinizi unutmayın. Şunu iyi bilin ki bin yıl yaşasanız bile sonunda şu anda benim geldiğim gibi siz de ölümün eşiğine geleceksiniz. Selametle kalın."
Ebû Ubeyde, son anında Müslümanlara şu tavsiyelerde bulunmuştur:
"Size vasiyetim öncelikle daima hayırlı işlere koşmanızdır. Namazınızı kılın, zekâtınızı verin, Ramazan orucunuzu tutun, sadaka
vermeyi ihmal etmeyin, hac ve umre yapmaya çalışın. Birbirinize iyilikleri tavsiye edin, gerektiğinde yöneticilerinizi uyarın, ancak onların gözlerini boyayıp aldatmaya kalkışmayın. Dünya nimetlerine kapılarak sonunda öleceğinizi unutmayın. Şunu iyi
bilin ki bin yıl yaşasanız bile sonunda şu anda benim geldiğim gibi siz de ölümün eşiğine geleceksiniz. Selametle kalın."
Halid Radiyallahu anhu Kisra'ya şu mektubu yazdı: "Şöyle ki, Müslüman olun selametle kalın. Bunu yapmayacaksanız o zaman cizye verin. Yoksa hayatı sevdiğiniz kadar ölümü seven bir toplulukla size gelirim" Bunun üzerine onunla sulh yaptılar.
Ebu Ubeyde son anında Müslümanlara şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Size tavsiyem öncelikle daima hayırlı işlere koşmanızdır. Namazınızı kılın, zekatınızı verin, ramazan orucunuzu tutun, sadaka vermeyi ihmal etmeyin, hac ve umre yapmaya çalışın. Birbirinize iyilikleri tavsiye edin, gerektiğinde yöneticilerinizi uyarın, ancak onların gözlerini boyayıp aldatmaya kalkışmayın. Dünya nimetlerini kapılarak sonunda öleceğinizi unutmayın. Şunu iyi bilin ki, bin yıl yaşasanız bile sonunda şu anda benim geldiğim gibi sizde ölümün eşiğine geleceksiniz. Selametle kalın.”
Ebu Ubeyde Bu konuşmasından kısa süre sonra 58 yaşında yakalandığı veba salgınından vefat etmiştir. Ölmeden önce, Halife’ye selam söylemelerini, yanında emanet olarak hiçbir şey bulunmadığını ve kendisini öldüğü bölgede defnetmelerini söylemiştir. O, son anda Müslümanlara şu tavsiyelerde bulunmuştur: “size vasiyetim öncelikle daima hayırlı işlere koşmanızdır, namazınızı kılın, zekatınızı verin, ramazan orucunuzu tutun, sadaka vermeyi ihmal etmeyin, hac ve umre yapmaya çalışın. Birbirinize iyilikleri tavsiye edin, gerektiğinde yöneticilerinizi uyarın, ancak bunların gözlerini boyayıp aldatmaya kalkışmayın. Dünya nimetlerine kapılarak sonunda öleceğinizi unutmayın. Şunu iyi bilin ki, bin yıl yaşasanız bile sonunda şu anda benim geldiğim gibi sizde ölümün eşiğine geleceksiniz. Selametle kalın.”
Bilindiği gibi debbâbe denilen savaş aracı, pek basit olarak, askerlerin, içine girip güçlü adımlarla sürdükleri dev bir fıçıdan ibaretti.
Düşman metrislerinden açılan ateş, kalın tahta kaplamalar sayesinde bu fıçının içindeki askerleri korur, böylece ta metrislere kadar selametle yaklaşmak mümkün olurdu.
Fakat debbâbenin içinden dışarısını görmek mümkün olmadığından, askerlerin yön saptaması kolay olmazdı. Zaten yön tayin edilse bile, bu aleti sağa ya da sola döndürmek dünya nın en zor işi sayılırdı.
İşte Yâfes Çelebi bütün bu müşkülleri ortadan kaldırmış, bilinenden epeyce farklı bir debbabe geliştirmişti. Bununla da kalmamış, ayrıca ona bir de atış gücü kazandırmıştı.