Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eşgali bulunamayan düşünceler Mazgal karası dilime eşlik etmekten hicap duymakta Cinayet mahali karışık ve kalabalık İzler beni sana getirmiş lakin aklım bulanık Yalnızlığın başkentinde girdap sarısı bakışlarım Mahvolmaya hazır eda saçan tavırlarım Ceplerimde birkaç delik ve matruşkalarım Nerelere konuşlanmış Sevda kurşunuyla nerede vurulmuş da haberim olmamış.... 22/4/2024 Pınar PEKĞÖZ
Cahit Koytak| “Hira’dan Piste İniş” Üzerine Uçuk Sorular şiirinden.. I Bugün inecek olsaydı, bir ikinci sefer Allah’ın son elçisi, Hira’dan, Çukur tümsek, çukur tümsek, ‘Yol’u düzeltmek Ve raftan indirip, tozunu almak için
Reklam
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Kalabalığın uzun sürmüş sözüne Mine çiçeklerinden bir merhem edindim. Limonların denize gamzeler açtığı Bir sokağı dünyaya ekleyip duruyorum. Ay masalı, kum masalı, nar masalı Yalnızlığı seviyorum sessizce. Denizden çocuk, dağlardan çıplak Bir zaman oluyor kalbim Sitem yok, diyorum, hayatıma değmiş hiçbir hayata. Gözlerim kocaman atkestaneleri Kime baksam, ıhlamurlar içinde Bir şehir düşüyor kirpiklerimden. Yetmedi ölüme bunca ayrılık Bütün sevdiklerim bulanık bir ezber Sonsuzluğu öğreniyorum unutarak. Nerelerde bıraktınız şaşırma güzelliğimi Ey çocukluğun inanan yaşları... Şükrü Erbaş
Bir zaman oluyor kalbim Sitem yok, diyorum, hayatıma değmiş hiçbir hayata. Ay masalı, kum masalı, nar masalı Yalnızlığı seviyorum sessizce. Denizden çocuk, dağlardan çıplak Gözlerim kocaman at kestaneleri Kime baksam, ıhlamurlar içinde Bir şehir düşüyor kirpiklerimden. Yetmedi ölüme bunca ayrılık Bütün sevdiklerim bulanık bir ezber Sonsuzluğu öğreniyorum unutarak. Nerelerde bıraktınız şaşırma güzelliğimi Ey çocukluğun inanan yaşları...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Hayatıma bir tanrı dokunuşu Kiminle geleceği belli olmayan bir tat Bu bitmeyen masalın sonu Duvarımda bir Van Gogh resmi Yapamadığım bir kaç iş, okumadığım bir kaç romandan başka Hasretini çekeceğim bir mesele yok Ait olamadığım bir yerden yere Bu yolculuk, dönüşü muhtemelen yok Ne yaşadım bilmiyorum yaşamadığım ise kesin ve belli İnançlı biri gibi olma sahtekarlığında Mütevazi bir elveda, yalanlarla Arkamda bir iz kalmasın isterim Hatırlarda siluetim bulanık Bir siyah sevdası benimki Tanrıyla ortak bir payda Bana son dokunan sen ol,
Reklam
Alıntılardan Seçmeler _Yüzyılın en korkunç despotu II. Abdülhamid, çağ dışı imparatorluğun sultanıdır. Bu despot, bütün tebaası üzerinde yaşam ve ölüm yetkisini tek başına elinde tutmakta, zindanlarda Türk aydınlarını boğdurtmakta, bir kısım azınlıklarla birlikte kendi öz oğullarını da acımadan öldürmekte, hareminde de binlerce kadını kendi keyfi
Bir yol
Birdenbire ayağa kalktı ve eliyle trenin penceresinden işaret ederek: -İşte, dedi, şu gördüğünüz küçük yol, şu iki ağaç arasında tepenin eteğini kıvrılan patika… Fevkalâde hiçbir tarafı yok değil mi? Hemen her yerde bol bol rastgelebileceğimiz alelade bir şey… Bununla beraber nereye gittiğini, nereden geldiğini bilmediğim, bir dönemeçte kaybolan
MART AYI DERT AYI MIDIR?
Dört gözle Nisan ayını beklediğim günlerime arkadaşlık eden kitaplar aşağıdadır. Mart yine Martlığını yaptı, kapıdan baktırıp doğalgazı yaktırdı. Eh bulanık günlerde yapılacak en iyi şey de okumak. -
Kızıl Gezegen
Kızıl Gezegen
,
Robert A. Heinlein
Robert A. Heinlein
-
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.