Memleketimizde ve sanatımızda her şey simsiyah gidiyor. Bu simsiyah gidişin alkışlarla, Hatta hayranlık, sevinç çığlılıklarıyla temenna edilmesi her türlü ümitsizliğin fevkindedir.
Birinin ukalâ velisi, müfredat programını uygulamıyor diye şikayet etmiş hocamızı Millî Eğitim Bakanlığına. Ankara'dan müfettiş geliyor. Sınıfa sokmuyor müfettişi Alangu:
- Arkadaşlarımla edebiyat görüşüyoruz. Edebiyatın teftişi olmaz, çok ayıptır! diyerek yol ediyor, hiç böyle bir adam görmemiş olan şaşkın müfettişi.
Sonra bir gün içimizden birilerini dolma parmaklarıyla göstererek:
- Sen! Sen! Sen! Sizler yazar olacaksınız, bu işin peşini bırakmayın... Çok okuyun! Günlük tutun mollalar! diyor. Tahir Alangu'nun parmakla gösterdiğinde, utanarak önüne bakan, yüzü kızaran bu küçük çocuklar, Nedim Gürsel, Selim İleri, Mahir Şaul, Engin Ardıç, İzzet Yasar, Ferhan Şensoy...
Bir gün mevlana görmüş: bir leylekle bir kedi yan yana yürüyorlarmış. Bir mana verememiş. Koşmuş bakmış ve görmüş ki, kedi kör, leylek topalmış! Kör kedi leyleğe destek, topal leylek kör kediye bir çift göz.