Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selin Atakan

Selin Atakan
@selinatakan
219 okur puanı
Şubat 2017 tarihinde katıldı
Para ölümü zehirlerse, ölümden bir tek öfke çıkar. Tabutların üzerinde insanlar dövüşür.
Reklam
Hayatın yaşattığı bütün aksaklıklarda sakin kalan bir adam, hayatın olası sıkıntılarının ne kadar çok ve çeşitli olduğunu bildiğini ve dolayısıyla da mevcut sıkıntıyı olabileceklerin çok küçük bir parçası olarak gördüğünü belli eder. Ve tersine, bu sonuncuyu bilen ve dikkate alan kişi daima sakin kalır. O zaman yeter ki sonu iyi bitsin.
Kuruntu, kişinin yalnızca düşerek inebileceği, dolayısıyla da kaçınması gereken bir tepeye benzer. Her ani, aşırı acı da tam böyle bir yükseklikten düşüştür, kuruntunun ortadan kalkmasıdır ve dolayısıyla da ona bağlıdır. İnsan şeyleri her zaman bütün olarak ve kendi bağlamlarında net bir şekilde görmeye cesaret edebilseydi ve onlara görmeyi arzu ettiği renkleri atfetmekten kararlı bir şekilde sakınabilseydi sonuç olarak ikisinden de kaçınabilirdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zenginlik, deniz suyuna benzer: Ne kadar içilirse o kadar susatır.
Gerçekte insanın kendi güçlerini kullanmasından ve hissetmesinden başka hiçbir zevk yoktur ve en büyük acı, insanın güce ihtiyaç duyduğunda yokluğunu hissetmesidir.
Reklam
İnsan ne istediğini bilmelidir ve ne yapabildiğini bilmelidir. Ancak bu şekilde karakter gösterebilir ve ancak o zaman doğru bir şey yapabilir.
Dünya üzerindeki fiziki yolumuzun yüzey değil de her zaman sadece düz bir çizgi olmasından ötürü, Bir Şey'i tutup ona sahip olmak istediğimizde hayattaki sayısız başka şeyden feragat ederek bunların sağından solundan geçip gitmek zorunda kalırız. Karar veremez de yanlarından geçip giderken bizi cezbeden her şeye panayıra gelen çocuklar gibi el atarsak, o zaman bu tersine bir çaba, yani yol çizgimizi yüzeye dönüştürme çabası olur. Bundan sonra zikzaklar çizeriz, oradan oraya amaçsızca koşturup dururuz ve hiçbir şeye ulaşamayız.
Mümkün olduğu belirtilen insan mutluluğunun özünün ne olduğu ve bunun için neyin esas teşkil ettiği tartışılabilir.
Muhtemelen karanlığın gerçek sakinlerine karşı duyulan bu korkudan, zaman içinde gerçekdışı sakinlere duyulan korku gelişecek, görünmeyen sağlam ve güçlü bir dünyada doruğa çıkacaktı. Muhtemelen hayal gücü geliştikçe ölüm korkusu da artacak, sonunda Halk bu korkuyu karanlığa yansıtacak ve onu ruhlarla dolduracaktı.
Sayfa 104Kitabı okudu
Ben, insanın bugünkü haline geliş sürecinde var olmuş ve yaşamış olmalıyım.
Reklam
Siz ve ben yere çarpmayanların soyundan geliyoruz ve bu yüzden rüyalarımızda asla yere çarpmıyoruz.
İçgüdü, kalıtsal mirasımıza kazınmış bir alışkanlıktan ibarettir.
Yani siz ve ben uyurken veya uyku bastırıp içimiz geçtiğinde, boşlukta düşüyor ve tam yere çarpmak üzereyken sıkıntı içinde uyanıyorsak, ağaçlarda yaşayan atalarımızın başına gelenleri ve beyin hücrelerinde meydana gelen değişikliklerle insan ırkının kalıtsal mirasına kazınmış şeyleri hatırlamaktan başka bir şey yapmıyoruz demektir.
Rüyalarımdaki kişiliğim çok eski çağlarda, bildiğimiz anlamda insanlar dünyada henüz yokken yaşıyor; uyanık hayatımdaki diğer kişiliğimse insanın varoluşuna dair sahip olduğu bilgiler ölçüsünde kendini rüyalarımın özüne yansıtıyordu.
Yapılabilecek bir şey kalmamış gibi göründüğünde, yine de yapılabilecek bir şeyler vardır.
Sayfa 165Kitabı okudu
787 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.