Ömer dedi ki : "Ya Rasulallah! İşte Ebû Süfyan! Allah onu akitsiz ve ahitsiz olarak elimize düşürmüştür. Beni bırak da onun boynunu vurayım." Ben:
"Ya Rasulallah! Ben ona ahit ve eman vermişimdir" dedim. Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 'in yanında oturdum. Ebû Süfyan'ı aldım ve bu gece benden başka kimse onun yanında kalmayacak diye yemin ettim. Ömer onun hakkında biraz ileri gidince dedim ki:
"Dur bakalım ya Ömer! Vallahi şayet Beni Adiyy b. Kab'den olsaydı böyle söylemezdin. Fakat sen biliyorsun ki 0, Beni Abd-i Menaf'ın adamlarındandır." Bunun üzerine Ömer de şöyle dedi: "Dur bakalım ya Abbas! Babam Müslüman olsa dahi yine de senin Müslüman olmana sevindiğim kadar sevinmezdim. Çünkü biliyordum ki, senin Müslüman olman Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem 'e, babam Hattab'ın Müslüman olmasından daha srvgilidir.
"Ara sıra boşluğa bakmak istesem ne olacak? Her yer duvar, her yer bulut. Çığlık atsam duyulmayacak. Neyse, sakın üzülme, bulurum elbet bir yolunu ama sen de gidince, sahiden penceresiz kaldım anne..."
Bir sabah dünya boşken kalkıp sordum kendime: neyin var taşınacak?
şu kırık dal sesinden, şu tökezleyen ırmak gürültüsünden başka
neyin var sen gidince aklı sende kalacak!