Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Adli Tıp Meclisi Başkanlığının Raporu T.C. ADALET BAKANLIĞI Adli Tıp Meclisi Başkanlığı Esas No: 405 Karar No: 574 18.1.1974 Istanbul C. Savcılığının 18.1.1974 tarih, 973/18660 tarih, 973/18660 inf. Sayılı yazısıyla gönderilen NİHAL ATSIZ hakkindaki evrak tetkik edildi. 18.1.1974 günü İst. C. Sav. 1973/18660 sayılı yazıları ile
ATSIZ'A VERİLEN SAĞLIK RAPORLARI a. Haydarpaşa Numune Hastanesi Sağlık Kurulu Muayene Raporu: Atsız, 8.8. 1973 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesine sevk edilmiştir. Kendisine Iç hastalıkları 4. Dâhiliye servisinde 34/2493 protokol 9402 genel protokol ile 4.7.1973 tarihinde yatarak tetkik edilmiş, 8.8.1973 tarihinde hipertansion, arterio
Reklam
Atatürk, Zabit ve Kumandan ile Hasbihal'i 1914'te kurmay yarbay rütbesiyle askeri ateşe olarak görevli bulunduğu Sofya'da kaleme aldı. Kitabın adının kaynağı ve büyük ölçüde de yazılış nedeni, çocukluğundan beri yakın dostu ve sonradan meslektaşı da olan Nuri Conker'in Zabit ve Kumandan adlı kitabıydı. Kurmay Binbaşı Nuri Conker, kitabında Osmanlı
Sayfa: VII-IXKitabı okudu
Rusya’da Yeni Avrasyacılık Akımı Geçen on sene, Rusya için, bir yandan kökleri 18. yüzyıla, Büyük Petro’ya kadar uzanan Batılı Rusya tanımlamasını savunanların, diğer yanda düşünsel temellerini bir anlamda Dostoyevski’ye kadar uzatabileceğimiz, fakat sistemli bir yaklaşım halini 1920’lerde alan ve Rusya’nın Batı ile Doğuyu bir araya getiren
Putin Dönemi Yeltsin’in koltuğunu bıraktığı Leningradlı eski haberalma şefi Putin 23 Mart, 2000 erken başkanlık seçimlerini kazandı. Hastalıkları, siyasi gerginliği sevmesi ve alkol zaafıyla akıllarda kalan yaşlı Yeltsin’in yerine enerjik, sport- men ve ölçülü üslup izleyen bir lider gelmişti. Öteki siyasi güçler ve liderler arasındaki
- " (…) Karaköy Gümrüğünde, Tekel Vergisiz Satışlar Mağazası… Sene 1973 veya 1974… Bulgaristan bandıralı bir yolcu gemisinden her seferinde karşılaştığımız, 50-55 yaşlarında bir karı-koca… Gemide, adam piyano çalıyormuş, kadın da şarkıcı imiş… Bizden alış veriş yaparlardı ve ahbaplık ilişkileri içinde bizim çocuklar onlara ufak tefek siparişler de verirlerdi… Bulgar gemisi geldiğinde, kendilerini hiç de belli etmeyen (!) siyasî şubeden polisler de orada arzı endam ederlerdi… Bir seferinde ben de o karı koca ile konuşurken, bana bir "Bulgarca – Türkçe" lûgat getirip getiremeyeceklerini sormuştum… Üzerimde asit kadar haşin bakışlar… Bizim çocuklar, beni dikizleyen adamların benden pirelendiklerini çıtlattılar… "Kaşkaval" dedikleri kaşar veya kaşarı andıran peynirden getirmelerini söylesem mesele yok… Ama lûgat istemek de ne demek!.. Sonradan, o karı kocanın casus olduklarına ve onlarla fazla samimi olmamam gerektiğine dair ikaz da yapıldı!..
Sayfa 295 - 296 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Devletin en tepesi Cumhurbaşkanlığı resmi sitesi “Tayyip Erdoğan, 1973 yılında İmam Hatip Lisesi’nden, 1981 yılında ise Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu” diyor. Yani aradan geçen tam 8 sene. Bu 8 sene de kayıp. Marmara Üniversitesi resmi sitesinde üniversitenin 1982 yılında kurulduğu yazıyor. Yani Erdoğan’ın mezun olduğu tarihten tam bir yıl sonra."
Kadınlar konusuyorlardı: “Sabaha çıkmaz, ölür. Bu çocuklar ne olacak?” Evet, biz ne olacaktık. Bugün 28 Mart 1973. Kaç sene olmus anam öleli. Demek 45 yıl olmus. 41 yasındaydı rahmetli. Sağ olsaydı 86 yasında olacaktı. Çok mu? Daha saçlarında bir tane ak yoktu. Benim güzel anam, neseli, kalender, çalıskan anam. Anam veremden uzun zamandır yatıyordu. Verem anama ayrı bir güzellik vermisti. Beyaz arı-duru bir renge bürünmüstü. Yanaklarında hafif pembelik vardır. Gözleri, ah gözleri… gözlerinin içi gülerdi anamın. Ah o ana gözler… bizlere, evlatlarına bakarken gülen gözleri” (Türk Edebiyatı: S.133, s.16).
Osman Yüksel’in annesi Emine Hanım, 28 Mart 1928 tarihinde veremden vefat etti. Osman Yüksel 11 yasında iken annesinin ölümü üzerine çok ağlamıstır. Annesinin vefatından 45 yıl sonra günlüğünde yazdığı yazı, annesine olan bağlılığını göstermektedir: “Anam Seninle Bulusabilecek miyiz? (28 Mart 1973) 1928’in 28 Mart Salı günü zavallı anacığım ölmüstü. Yukarı mutbahta ocakta ates yanıyordu. Ben ocağın basında kıvrılmıs uyur gibi yapıyor, yatıyordum. Anam asağı odada babamın odasında zekârat çekiyordu. Kadınlar konusuyorlardı: “Sabaha çıkmaz, ölür. Bu çocuklar ne olacak?” Evet, biz ne olacaktık. Bugün 28 Mart 1973. Kaç sene olmus anam öleli. Demek 45 yıl olmus. 41 yasındaydı rahmetli. Sağ olsaydı 86 yasında olacaktı. Çok mu? Daha saçlarında bir tane ak yoktu. Benim güzel anam, neseli, kalender, çalıskan anam. Anam veremden uzun zamandır yatıyordu. Verem anama ayrı bir güzellik vermisti. Beyaz arı-duru bir renge bürünmüstü. Yanaklarında hafif pembelik vardır. Gözleri, ah gözleri… gözlerinin içi gülerdi anamın. Ah o ana gözler… bizlere, evlatlarına bakarken gülen gözleri” (Türk Edebiyatı: S.133, s.16).
48 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.