Bir terapist ve insan üçlemesi... Birbirine sebep olan dağıldıkça dağılan sevgi silsilesi. Sevgi. Sevilmek. Hepsi birbiriyle bağlantılı bir domino taşı serisi. Mavi, beyaz, kırmızı, gri, sarı... Aynalar koridorundaki kendini benliğini görebilmek aslında kendi renginle barışabilmenin hikayeleriydi bence. Her bir renk varoluşun simgesi. Her renk kendi renginde varolabilirdi ancak. Ve asıl sevgi başkaları değildi sonsuz olanın sevgisiydi. Asıl olan başkalarındaki yansıma değildi her şey bir yansımadan ibaret değildi asıl olan benim benliğimdeki yansımamdı. Acıya, sevince, hüzne, mutluluğa, pişmanlığa, kaygıya, nefrete tüm yaşananlara anlam katan ben ve varoluşumdu aslında. Acının anlamı benim ona zihnimde biçtiğim paydı belki de. Ben sevildiğim sürece değil sonsuzun rızasını kazandığım sürece değerliyim.
( "Ben size yetmez miyim?" Kuran 39:36
"De ki: Allah bana yeter. " Kuran 39:38)
Varoluş sancımızın ilacı sonsuz değerlilikte saklı victor frankl insanın anlam arayışı kitabını da bu zevkle okumuştum insan ve anlamı varoluşu yoksa gerçekten bir hiç duygusuyla boğulup gidebilir onun için sen hiç değilsin, sadece aynadaki yansımadan ibaret değilsin aslında sen bir yansımadan çok daha fazlasısın...
Keyifli okumalar