"Ben bugüne kadar tefsir edilmesi gerekenin kitap olduğunu sanıyordum. Yanılmışım. Tefsir edilmesi gereken insanmış. Apaçık olan kitapmış."
Uzun süredir içimde sahipsiz bıraktığım soruların cevabını bu cümlelerde buldum. Neden içimdeki hisler ile kitap uyuşmuyordu? Kitabın tefsirine emek verirken içimdeki boşluk neden tam anlamıyla
Tâ. Sîn. Mîm. İşte şu-nlar-, apaçık Kitabın ayetleridir. İman edecek bir toplum için Mûsâ ile Firavun’un haberinden bir kısmını sana bir amaç ile tilavet etmekteyiz -/okuyup aktarmaktayız-. Şüphesiz ki Firavun, o yerde -/Mısır’da- zorbalaşmış, erkek çocuklarını kestirip, kadınlarını sağ bırakarak -ve- her birini -/her grubu- zayıf düşürerek
Dön gel artık. Seni asırlık hayat tecrübesi olan deden, burnunu göstermekten utanan babaannen, müstakbel eşin, iffetinle iftihar edecek çocukların ve bütün bunlardan öte seni Rabbin çağırıyor.