Nisâ
‌ يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَث۪يراً وَنِسَٓاءًۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ي تَسَٓاءَلُونَ بِه۪ وَالْاَرْحَامَۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَق۪يباً Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden
Şeytan boş insanı doldurur.. elinde bir meşguliyet olsaydı rahatlayacaktı
- "Ne mi yapıyordu? Oturuyordu." - " Elleri Samuel elleri. Eliyle ne yapıyordu?" - "Hiçbir şey yapmıyordu galiba, hatırladım. Kucağında kavuşturmuştu ellerini." Liza burun kıvırdı. "Dikiş, yama, örgü, hiçbir şey mi?" - "Hayır." - "Bence sen oraya gitmesen iyi olur. Zenginlik ve aylaklık şeytanın aletleridir, senin güçlü bir direncin yok."
Reklam
Her şey bir yana, farkımız ne? Sen bir nebze daha mı duyarlısın ya da duyguların biraz daha mı fazla? Bu tam anlamıyla halis muhlis köpeklik, şeytan kandırıp paçayı kurtaracaksın, bunu görmüyor muyum sanki? Sonra da tutup senin deyişinle dine ‘sarılacaksın’. Ne kaypak bir davranış bu, ömrün boyunca şeytana borcun biriksin, sonra ödeme zamanı gelince sıvış! Peh!”
Sayfa 133Kitabı okudu
Oldukça hızlı alev aldım. Onun için kendim sigorta için bir çaba onları sıktı gibi yanağımı karşı dikenli sakalını parmaklarım üzerinden, dil alay benim, onun, yumuşak saç sürüklenen onun hissi verirken her tarafa tükürük saçtığını biliyorum. Nate gömleğini sökmek için geri çekildi ve sonra benimkine uzandı. Yardımsever bir şekilde
Sayfa 265
"Uzak İklimlerin Kokusu." Gözlerimi kapayıp bir güz akşamı, ılık, Uzun uzun koklasam yanan göğsünü senin, Yayılmış ne kıyılar görürüm mutlu, engin, Bir değişmez güneşin ateşiyle aydınlık; Uzak bir ada, sarmış her yerini baygınlık, Bilinmedik ağaçlar, hoş meyvelerle zengin; Erkekleri hep sağlam yapılı, ince, gergin, Kadınların gözünde şaşırtan bir yalınlık. Kokun beni o güzel iklimIere çeker de Bir liman görürüm hep, yelken, seren her yerde, Nicedir yorulmuşlar çalkalanıp duran suyla, Havada gezen, burun deliklerime giren O yemyeşil demirhindilerin kokusuyla Gemici şarkıları içimde birleşirken.
Tabloda görünenlerden hiçbiri seyredene: "Ne kadar mutsuz olduğuma baksana, halka bir ölçüde senin de borcun var!" diye haykırmıyor. Sadece bu bile ressamı çok başarılı kılabilir. Anlı şanlı bildik tipler: Öndeki iki yedekçi gülümsüyor gibi, hiç değilse pek ağlamıyorlar ve sosyal durumlarını hiç de düşünmüyorlar. Bir asker bozuntusu hile düzen peşinde, gizliden piposunu doldurmak istiyor. Bir muço ciddi tavırlar takınmış, bağırıp çağırıyor, handiyse hır çıkaracak, şaşırtıcı bir tip, tablonun neredeyse en başarılı tipi; en arka planda yüzü görünmeyen, başını öne eğmiş, güçlükle yürüyen zavallı köylü - yedekçiyle, tabloda yansıtılan ana düşünce açısından aynı etkiyi sağlıyor. Yüzyılların dertleri ve acılarıyla imanı gevreyen bu adamın zavallı, perişan başına, yüksek tabakanın halka değgin politik, ekonomik ve sosyal düşüncelerinin zamanla da olsa girebileceğini düşünmek olanaksızdır.
Sayfa 95 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
464 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.