Bir Eylül daha geldi,
Gönlüme hüzün üşüştü!
Ömür sonbaharımdan
Bir yaprak daha düştü!
Vuslatını gözlerim,
Attığım her adımda!
Yine doldu gözlerim,
Seni hatırladım da!
Yüreğim lime lime,
Taşa yazdım buseni...
Unutmak ne kelime?
Istanbul'u ve seni!
Aman Allahım, aman!
O ne güzel bir düştü!
Ömür sonbaharımdan
Bir yaprak daha düştü!
Hüseyin Üstün
Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun.
Yol tenha, dal mecalsiz, şu durgun.
Tabut yapılan tahta, ev ev taşınan odun.
Bahar ümit yerine; ey kış, içimde korkun!
Allahım! Kararmasa şu göğün...
Dal senin, ağaç senin döktüğün
Yapraklarla, mevsimlerle, gün gün.
Geçip gidişi ömrün...
Seviyorum Seni
Seviyorum seni
denizi uçakla ilk defa geçer gibi,
istanbul' da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
Seviyorum seni
"Yaşıyoruz çok şükür!" der gibi.
Nâzım Hikmet
Sakın bir söz söyleme...Yüzüme bakma sakın!
Sesini duyan olur,sana göz koyan olur.
Düşmanımdır seni kim bulursa canayakın,
Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...
Dilerim Tanrı'dan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,
Kan tukursun adını candan anan dudaklar,
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşıriz
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımizda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşıriz
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşıriz
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşıriz
Sultan
Seçkin bir kimse değilim
Isminin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş bir rüyaymış
Ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
Isminin baş harfinde kimliğim
Bağışlanmami dilerim
Ilhan Geçer
Ozlem rıhtımında gün akşam oldu
Sarıl küreklere gel usul usul
Guzelim leylaklar saçını yoldu
Dağıt hüzünleri gül usul usul
Odalar şenlensin ayak sesinle
Aynı saksılarda büyü benimle
Mutluluğa dönük şarkını söyle
Kopsun sevincinden tel usul usul
Yağmur ol göklerden yağ ellerime
Ay ışığı gibi vur yollarıma
Nazlı kuşlar gibi kon dallarıma
Sevda sepetime dol usul usul
Katmer katmer açıl gönül bahçemde
Bir ipek çevre ol fakir bohçamda
Mecnunum Leylasin dertli bahcemde
Kapımı yeniden çal usul usul
Zulmü Alkışlayamam
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
Mehmet Akif Ersoy