"Pisliğin ve pusun ve karanlığın içinden
Sessiz, sıcak yuvamıza
Şarkıların tatlı ve fısıltılı olduğu yere
Bir beşiğin öne arkaya sallandığı
Saatin tekdüze tiktaklarla
Günün sonunu anlattığı yere
Ay ışınlarının dolandığı
Oyuncakların yerde uyuduğu
Yorgun miniğimin yattığı yere
Bayan Düğme Göz gelir.
Ellerini benim sevgili, yorgun
Küçüğüme uzatır
O beyaz ellerini kıvırcık saçların üstüne
Bir tül gibi açar
Bütün o küçük, ipeksi lüleleri
Teker teker eller, okşar
Sonra gözkapaklarını sıvazlar
O iki ela gözü kapatır
İşte böylesi sevecen, şefkatli
Bayan Düğme Göz gelir."
"Hey! Hey! Beni dinle. Bak, ne diyeceğim. Bir erkek kahrolası bir balta değildir. Günün her kahrolası ânında kesen, yontan, parçalayan, kahrolası bir balta. Etkilenir. Duygulanır. Bazı şeyleri kesip atamaz, çünkü içeridedir."
Sayfa 98 - Sel Yayınları, Paul D. GarnerKitabı okudu
"Ne olduğu umurumda bile değil. Yetişkin sözcüğü bir anne için hiçbir anlam taşımaz. Çocuk çocuktur. Boyları uzar, yaşları ilerler, ama büyümek, olgunlaşmak? Bu ne anlama geliyor? Yüreğimde hiçbir anlamı yok."