Yıldızlar karanlıkta parladığı gibi fakirlik ve sefalet içinde de saflık ve yücelikle parlayan ruhlar yok mudur? Bir kalp sevmek için mutlak servete , soyluluğa mı ihtiyaç duyar?
Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum, şehir umutların, tesadüflerin, tehlikelerin, gürültülerin, içinde her zaman elimin altında bulunan bir Sergüzeşt tombalasıdır.
"Bir kalbin sevmesi için mutlaka servete ya da asalete sahip olması mı gerekir? Bence en büyük zenginlik, ruhun göründüğü iki güzel göz, en büyük servet kalbin hissini gösteren gül renginde dudaklardan yansıyan tebessümdür. Güzellikten büyük asalet, saf bir kalpten büyük servet mi olur..?"