Günler geçiyor bişeyin umuduyla, belki de değneğiyle dokunacak değiştirecek herşeyi! Benim dediğin duvarında sana bakakalmış.Bilebildin mi avcundaki kelebeğin kıymetini, sıksan ölecek bıraksan uçacaktı da yapamadık, anlayamadık neye sahip olduğumuzu.
bu gece ....şeb-i yeldâ; aralığın 21'inin gecesi....yani yılın en uzun gecesi.
''Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir
Müptela-i gama sor kim geceler kaç saat''
bir de tercüme lazım tabii....
en uzun geceyi falcılar, zaman tutanlar değil, acı çekenler bilir ...o halde her gece bize şeb-i yeldâ...
Çoğu zaman, insanları değerlendirirken yarı yarıya yanıldım, ama hiçbir zaman büsbütün yanılmadım; kaldı ki yanılmamın da isabetli olduğu durumlar var; Çünkü ancak yıldırım gibi güçlü ve kaynak suyu gibi sağlıklı bir hayat söz konusu olabilir burada.
Ben, içinde dostluk sevgisini doğuştan taşıyan adamı severim. Kanı tensel tutkuyla kaynayan kadını severim. Hiç pazarlıksız, delicesine onlara veririm kendimi. Bu bana pahalıya patlar, ama uğradığım hiçbir hayal kırıklığı, arzularımı azaltmadı, hiçbir zaman da azaltmayacak.
Bir kumarbaz hırsıyla şansımı her yerde ararım. Her zaman büyük oynarım, çünkü küçük hesaplardan, eli sıkılıktan nefret ederim. Yanıldığım takdirde de hiçbir şey kaybetmem; öteki taraf kaybeder, insan kendini bütünüyle verirse hiçbir şey kaybetmez. Öyle olsa, kendini hiç düşünmeden ve ayrım yapmadan sunan güneşin de tükendiği idda edilebilir. Bu arada kendiliğinden eriyen buz dağları da erirlerse erisinler! Ancak kazandığımda elime hazine geçer. Dostluktan kaynaklanan sevgiden söz ediyorum, çünkü maalesef tensel zevk yıldırım gibidir; şiddetlidir, ama uzun sürmez.
Şiddetle, ısrarla tavsiye ederim. ''Hamriyanım '' bir yalnızlık simgesi, başka dünyaların insanı Fatma'nın sessiz dert ortağı... Ben ilk baskısını defalarca okudum eminim tanıtımı yapılamamış bu eseri okuyunca benim hissettiklerimi siz de hissedebileceksiniz...