Yalnızca arada bir şu sözleri geliyor aklıma: "Sahipleniyorsun, hem sahiplenmeyi sevmiyor hem de yakınındaki herkese sahip olmak istiyorsun, egemen olma isteği senin kanında var, sana göre senin kuralların ve prensiplerin dışında hareket eden herkes yanlış yapıyor." Belki o da haklıdır, kimbilir? Ama bıraksak da herkes kendi istediği gibi olsa...Olmuyor, olamıyor, ille de birbirimizi kendi istekleıimiz doğrultusunda değiştireceğiz. Oysa biz birbirimizi sevdiğimizde başka birisi değildik ki! Belki de farkında olmadan birbirimizi değiştiriyoruz, karşımızdaki değiştikçe de artık onun o sevdiğimiz kişi olmadığını görüp soğuyoruz.
Bugün aslında ciddi bir konu üzerinden inceleme yazıyor olmanın verdiği yük ile buradayım. Her şeyden önce ben 17 yaşında bir lise öğrencisinden ileri değilim. Kendi çapımda okuduklarim ile buradayım ve din gibi hassas bir konuyu ele alabilmek de muhakkak ne kadar zor, anlayabilirsiniz.
Kitap Cumhuriyet'in ilk yıllarında ilköğretimde
Hepimizin vardır aile içinde küçüklü büyüklü sırları bence. Kendimden örnek vereyim; Lisede karnemde ki kırık notu değiştirmiştim mesela, kimseye söylemedim, ya da direksiyon sınavında tek de geçemedim, ikinci de geçtim ama tek de geçtiğimi biliyorlar. Saymaya kalkarsam bu liste uzar gider, kendimi çok açık etmeyeyim :)) Hepimizin sırları var aslında bunun nedeni karşımızdaki kişileri çok sevdiğimiz için üzmemek belki.( En azından benim ki öyle ). Tabi artık yaş ilerledikçe daha dürüst bir insan olmaya çalışıyorum, çevreme baktığımda da dürüst biri olduğumu da düşünüyorum aslında. ( Hepimiz insanız gerçeğini değiştirmez tabi ki ).
Kitaba dönecek olursak, aile bireylerinin kendine göre sırları olduğunu ve bireylerin olayları kendi bakış açısına göre yorumlamasını okuyorsunuz.
İyi okumalar...
Uzun zaman önce yazdığım bir kaç satırdı aşagıda okuyacaklarınız… Rasim Özdenören’in KUYU adlı kitabını okumuştum ve bu cümleleri yazmak gelmişti içimden. Bu seferde yine okuyunca yeniden paylaşmak geldi içimden 🫠
“Hepimizin bir kuyusu var eminim. Eğilip içine doğru bağırıp sesimizin yankilanmasini dinlediğimiz, bazen
içine istemeyerek sevdiğimiz ya da sevmediğimiz
insanlari gömdüğümüz ya da çaresizce bakışları
görüp kurtarmaya çalıstığımız...Kimilerinin kuyuları
korkutur insanı dipsiz bucaksızdır. Kimisi de umutla bakar bi ses bi ışık duyup görebilir miyim diye.
Kuyudan gelen her sesi Yusuf’tan sanar... Yaklaşsın o ses, çıksın o kuyudan tüm dünyaya yayılsın ister.
Kendisine umut olduğu gibi başkasına da umut olsun diye... Ama beklemek, sabretmek, ışık tutmak gerekir kuyuya...Bazen de bağıra bağıra ümit dolu şarkılar söylemek.Tam da şu an elimde fenerim kuyuma ışık
tuttum bekliyorum, sabırla, metanetle... O ses o
Yusuf’tan gelsin diye...
Herkese merhaba
Kendini İyi Hisset kitabının yorumu ile sizlerleyim. Kendinizi tanıdığınız düşünüyor musunuz? Nelerin size iyi geldiğini, neler sevmediğinizi, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığınızı, neler için zaman ayırdığınızı ve kendinizi gerçek anlamda mutlu hissettip hissetmediğinizi yani kendinizi tanımak açısından ne kadar iyisiniz? Dünya
Bir Gönül Davası - Kitap Yorumu
•
Selamlaarr! Bugün size benim için çok özel bir kitapla geldim. Size de öyle oluyor mu bilmiyorum ama online’da en başından sonuna kadar okuduğum kitapları, elime alınca ve satırlarını çizerek okuduğum zaman kendimi çok iyi hissediyorum. Bir Gönül Davası’da bunlardan biri… Ümran’ın kalemini belki Seher Yeli’nden
İnsanların rahat ve huzurlu hissettiği evin sonralarda "cenaze evi" diye anılması sinir bozucu ve berbat!
"Cenaze evi burası mı?"
"Cenaze sahipleri burada mı?" vs.
Onlar açısından baktığında normal ama benim açımdan hiç normal değildi. Kanayan yarayı parmaklıyorlar gibi geliyordu.
Ben de hepsinin boğazını
VIOLET DİKENLERİN MENEKŞESİ ∆ GINA CHEN ∆
Merhabalar canlarım, sizlere en son okuyup bitirdiğim biraz da arada kaldığım bir kitapla geldim. Neden arada kaldığımsa kitabın biraz eksik yanları oluşuydu daha doğrusu ucu açık bir sonla bitmiş olmasıydı ve bazı olayların ise son 35 ile 40 sayfada hızlandırılmış çekimle anlatılmasıydı umarım bu
Kardeşlik.. Sadece kanla gerçekleşen bir bağ mıydı yoksa başka şekilde de gerçekleşebilir mi? Bilmiyorum ama bildiğim tek şey var. İnsan empatiyi kardeşiyle kurar. Onun acısı senin acın, onun mutluluğu senin mutluluğundur. Belki de Allah(cc) bizleri bu yüzden kardeş ilan etti. Kendin için istediğini kardeşin içinde isteme şartıyla imanımızın
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Hangi birimiz tam olabildik ki?
İyi bir insan olmak için çabalıyoruz ama bir insan tek taraflı ne kadar iyi olabilir?
İyi insan olmak, hatasız olmak demek midir?
Size göre iyi bir insan ne demektir?
Mesela bana göre iyi bir insanın en önemli özelliklerinden birisi samimi olmasıdır. İnsan bazen hata yapar, bazen yetemez, bazen yapması gerekeni yapmaz... Bunlar her insanda var olan şeyler ve biz sevdiğimiz insanları bu özellikleriyle de kabul eder ve severiz.
Ama bir şey var ki o olmazsa, bu özellikleri kabul etmemiz ve onlara tahammül etmemiz çok zorlaşır. O da insanın özündeki samimiyettir. Bence İyilik ve samimiyet birbirinden ayrılmaz bir ikilidir. Samimiyet diyince insanların aklına herkese karşı samimi olan, sıcakkanlı, konuşkan kimseler gelebilir ama bana göre samimiyet bu değildir. "Samimiyet bazen mesafedir."
Şunu fark ettim ki, bazı şeyler tek taraflı olmuyor. Bizim iyi olabilmemiz, o gerçek samimi biz olabilmemiz bizimle ilgili değildir.
Ben anladım ki bazen iyilik, samimiyet yetmiyor.
Bazen biz yetemiyoruz.
Ne kendimize, ne başkalarına.
~Sümeyye CAN~
"Biz sevdiğimiz insanlarla yaşadığımız anlarız. O anlar nasıl yaratılıyor? Belki de onları verdiğimiz kararlarla yaratıyoruz. Hayat biz planlar yaparken geçen anların ardışıklığı mı?
Vadiden kaçan kuşlar mıyız yoksa vadi mi? kaçış vadisi nerede, kuşlar nerede? Ya da belki de vadide kanatlarını açıp uçmaya hazır tek bir kuş var. dünyanın en sadık kuşu olan albatros. O ne dedi? Bir gün gideceğim ama o gün bugün olamaz, olamaz.."